Bülent BİRİCİK

bulent.biricik@hotmail.com
14.02.2019 / 09:22

Bülent BİRİCİK

Yerel seçimin kazananını gençler ve sosyal medya belirleyecek

Mitingiler, TV programları, ilanlar, billboard reklamları, yüz yüze iletişim… Evet, bir seçimde propaganda malzemesi olarak hepsi önemli ama başlıkta da belirtildiği gibi yerel seçimin kazananını gençler ve sosyal medya belirleyecek.

Nasıl mı? İşte izahı…
İçinde bulunduğumuz dijital çağda sosyal medyayı en çok gençler kullanıyor. Bu konudaki rakamlar şöyle:
Türkiye’de 54 milyon 330 bin kişi internet kullanıyor. Aktif sosyal medya kullanıcısı ise 51 milyon, yani toplam nüfusun yüzde 63’ü… Bir araştırmaya göre Türkiye’de günlük ortalama internet kullanımı 7 saat 15 dakika… Bunun ortalama 3 saati sosyal medya platformlarında geçiyor. Dünya ortalamasının 6 saat 42 dakika olduğu göz önüne alınırsa bu rakam ortalamanın bir hayli üzerinde… Sosyal medyayı da günümüzde en yoğun gençler kullandığına göre, İşte size hedef kitle…

Adaylar yukarıdaki rakamlara güvenip sokağı bırakarak klavyenin başına geçmek gibi bir yanılgı içerisine girmesinler! Ne var ki teknolojinin hayatımızdaki hâkimiyeti arttıkça belki de gün gelecek partiler mitinglere katılacak kalabalıklara hasret kalacaklar.

Sosyal medyanın günümüzde ne denli önemli olduğunu yukarıdaki rakamlarla ifade etmeye çalıştım. Şimdi de başkan adaylarının neden hedef kitle olarak gençlere yönelmesi gerektiğini anlatalım.

TÜİK geçtiğimiz günlerde Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nin 2018 sonuçlarını açıkladı. Buna göre Türkiye'nin nüfusu 31 Aralık 2018 tarihi itibarıyla 82 milyon 3 bin 882 kişi oldu. Bu nüfusun 8 milyon 56 bin 595’inini 18-23 yaş arası gençler oluşturuyor.

2019 Ocak ayı itibarıyla seçmen sayısı 57 milyon 93 bin 985 kişi olduğuna göre, alın size genç ve pırıl pırıl gençlerden oluşan hedef kitle… Üstelik genç oldukları gibi çok büyük bir bölümü de sosyal medya kullanıcısı…

Medyada takip ediyoruz, adaylar çarşıya pazara çıkıyor, orta yaş ve yaşlı sayılabilecek seçmenleri kendisine oy vermek için ikna etmeye çalışıyorlar.

Soruyorum… Belli bir yaşa gelmiş, kişiliği oturmuş, ideolojik fikirleri ve tercihlerini deyim yerindeyse Mehdi gelse değiştirmeyecek kadar katılaştırmış seçmenleri ikna etmek bu kadar kolay mıdır? Ayaküstü birkaç kelamla size oy vermemiş ve de bunu düşünmeyen bir seçmeni nasıl ikna edebilirsiniz?

Ancak gençlerde durum daha farklı…
18-23 yaş aralığındaki bir genç, ya bir önceki yerel seçimde oy verme şansına erişmiş, ya da bu seçimde ilk oyunu vermeye hazırlanıyordur. Onların henüz ideolojik anlamda olgunluğa erişmemiş olan zihinlerinde yer edebilmek daha olanak dâhilindedir. Eğer ailelerinden kendilerine intikal eden baskın bir siyasi miras yok ise iknaları mümkündür. Bu nedenle yaş ortalaması yüksek seçmen kitleleriyle kısır tartışmaların içerisine girmek hem sonuç getirmeyecektir, hem de kamuoyu nezdinde itibar kaybına yol açacaktır.
Bu nedenle adayların seçimleri kazanabilmeleri için, stratejilerini genç ve aynı zamanda sosyal medyayı etkin kullanan bu seçmenlere göre şekillendirmeleri gerekiyor.

Malumunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçiminde önemli bir seçim stratejisine imza atarak sosyal medyayı etkin bir şekilde kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medyada aktif olmakla kalmayıp, bu mecranın halkla karşılıklı etkileşimini öngören interaktiflik özelliğini de başarılı bir şekilde aktive etti. Seçim öncesinde yurtta kalan öğrenciler tarafından kendisinin etiketlendiği bir tweete, “Çayınız hazırsa geliyorum” diye esprili bir şekilde yanıt veren Erdoğan, hemen ardından da yurda giderek gençlerin davetine icabet etti. Söz konusu tweet o dönem en fazla beğeniyi aldığı gibi retweet listesinde de ilk beşe girdi.

Saadet Partisi de 24 Haziran seçimlerinde sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanan bir diğer parti oldu. Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek; YouTube, Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medya platformları aracılığıyla e-miting yaptı. Ulusal medyanın kendisine ve partisine ilgi göstermediği gerekçesiyle bu yola başvuran Karamollaoğlu yeterince oy sağlayamasa da, kamuoyunda büyük bir sempati toplamayı başardı. Karamollaoğlu düzenlediği e-mitingde sarf ettiği “Medya Padişahınsa sosyal medya bizimdir” sözleriyle geleneksel medyanın bakış açısını özetlerken, bir anlamda gelecekte yapılacak mitinglerinin geçireceği dönüşüme de ışık tutuyordu.

Örneklerden de anlaşılacağı gibi sosyal medya, seçimlerde sempati katsayısını artıran bir aygıt haline dönüşmüş durumda... Sempatik olabilmenin yolu da kuşkusuz onlarla empati kurmaktan geçiyor. Seçim sandıklarında oylarına talip olduğunuz seçmenler bazen bir tweet kadar uzağınızda olabiliyor.

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Fox Haber ve Portakal'ın yeni hayatı... - 05.10.2020
>> Fatih Portakal ve Fox üzerine - 04.09.2020
>> Siyasal iletişim ve dijital dil - 17.07.2020
>> Ana akım medyanın yerini Youtube mi alıyor? - 28.05.2020
>> Medyada virüs etkisi - 24.04.2020
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar