Bülent BİRİCİK

bulent.biricik@hotmail.com
03.01.2019 / 10:13

Bülent BİRİCİK

Televizyon kanalları dijital yayınlara yenik mi düşüyor?

Yaşadığımız dijital çağ, internet sayesinde büyük bir toplumsal dönüşüme önayak oluyor. Beğenilerimiz, tercihlerimiz, bakış açımız, gelişimimiz internetin sınırsızlığı eşliğinde değişiyor. Halklar ulusalın sınırlarını zorlayan yeni bir küresel toplumun fertleri olma yolunda ilerliyor.

Tüm bunlar yaşanırken yıllarca toplum mühendisliği yaparak halkları yönlendiren ve onları oyalayan geleneksel yayıncılar, internet tabanlı gelişmeler karşısında zor dönemler yaşıyor.

Dijital çağın hayatımıza soktuğu yayıncılık modelleri modern çağın kitle iletişim organlarından televizyonları da geleneksel yayıncılığın bir öğesi haline dönüştürdü. Ülkemizde 90’lı yılların başında çoğalmaya başlayan özel televizyonlar kamusal yayıncılığın tekelini kırarken, yaklaşık 30 yıl gibi kısa bir sürede tahtını online yayın platformlarına kaptırmak üzere. Herkese sunulanı onlarla aynı anda izlemek istemeyen, birbiri ardına gelen reklam kuşaklarından bunalan ve kişisel zevklerine göre medya tercihi yapma imkanına sahip olan genç kuşak, ülkemizde de hızla büyüyen Netflix, Blu TV, Puhu TV ve I Tunes gibi online yayın platformlarının takipçisi oldu.

Türkiye’de 2018 yılında 14-64 yaş arası aktif internet kullanıcısı 9452 kişiye yönelik yapılan araştırma, online TV izleme oranının giderek arttığını ortaya koyuyor. Araştırma, kullanıcıların yüzde 63’ünün geleneksel TV’leri, yüzde 22’sinin ise online TV’leri izlediğini ortaya koysa da, online TV’leri izleyenlerin geçen yıllara göre hızla arttığı görülüyor. Dijital reklamcıların toplam reklam pastasından aldığı pay da bize dijital yayıncılığın yükselişte olduğunu teyit eden rakamları ortaya koyuyor. Araştırmalara göre, Türkiye’de 2017’de dijital reklam yatırımlarının 2016’ya kıyasla yüzde 15.5 artış göstererek 2.163 milyon TL’ye ulaştığı görülüyor.

Yaygınlığı nedeniyle popüler kültürün en çarpıcı göstergesi haline gelen toplumsal etkisi en yüksek iletişim araçlarından televizyonlar, dijital yayınlar karşısında son dönemde en zor günlerini yaşıyor. Konuya Türkiye özelinde bakıldığında ise televizyon yayıncılığının, dijital yayınların baskısı altında kalmanın yanı sıra özgün içerik üretememe kaynaklı sorunlar yaşadığını da görüyoruz.

Popüler kanallar arasında yer alan Kanal D, ATV, Star TV, Show TV, Fox TV ve TRT 1 gibi kanalların bir yandan tıpatıp aynı yayın içerikleriyle birbirleriyle rekabet ederken, diğer yandan da dijital yayınlarla rekabet adına fazla çaba sarf etmedikleri anlaşılıyor. Arkalarına reyting ölçüm sistemini ve bu sistemin ölçümlerine göre hareket eden reklamveren tercihlerini alan geleneksel TV kanalları, adeta dijitalin baskısını görmezden gelircesine hareket ediyorlar. Ya dijital yayınların gün be gün büyüyüp geliştiğinin farkında değiller, ya da bu sorunu öteleyip görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.

Reyting kandırmacası
Reyting ölçümlerine gelince… Bu konu daha çok reklamverenleri ilgilendiriyor. Ekranlarda sunucuların diline pelesenk olmuş “81 milyon bizi izliyor” gibi bir klişenin gerçekliği aslında yok. Zira dijitaliyle, gelenekseliyle, haber kanalıyla, tematik kanalıyla onlarca televizyonun yayın yaptığı bir ülkede 81 milyonun aynı anda tek bir kanalı izlemesi gibi bir durum teknik olarak imkan dahilinde değil.

Bugünkü reyting sistemi ile bir kanalı belli bir saatte kaç kişinin izlediğini bilmenin imkanı bulunmamaktadır. Ölçümlerle sadece “hangi gelir grubundaki insanlar, hangi saatlerde, hangi tür programları izliyor?” sorusuna sisteme dahil olan kanallar karşılaştırılarak yanıt vermeye çalışılmaktadır. Reyting denilen şey; ulusal kanallar için 40 ilde 3500 hanede kurulu ‘peoplemeter’ adı verilen cihazlarla 81 milyon insanın ne izlediğinin, ne kadar izlediğinin ortaya çıkartılmaya çalışıldığı bir sistemdir. Ulusal kanallar bu ölçümlerde aldıkları pay ölçüsünde reklamverenler tarafından tercih edilir ve bol sıfırlı reklam bütçelerinden pay alırlar. Bir anlamda reyting bir kandırmacadır. Gelecek yazıda televizyon kanallarının yaşadığı ‘özgün içerik oluşturamama’ sorununu aktaracağım.

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Fox Haber ve Portakal'ın yeni hayatı... - 05.10.2020
>> Fatih Portakal ve Fox üzerine - 04.09.2020
>> Siyasal iletişim ve dijital dil - 17.07.2020
>> Ana akım medyanın yerini Youtube mi alıyor? - 28.05.2020
>> Medyada virüs etkisi - 24.04.2020
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar