Bülent BİRİCİK

bulent.biricik@hotmail.com
07.03.2019 / 09:48

Bülent BİRİCİK

Televizyon haberciliğindeki ‘abartı’ dili

Tek kanallı TRT döneminin 1990’lı yıllarda bitmesi ve özel televizyon kanallarının hayatımıza girmesiyle birlikte habercilikteki yalın anlatım tarzı, yerini bambaşka bir dile bıraktı.

Yeterince inandırıcı olamadıklarından kuşku duysalar gerek, artık haber bültenlerde bu inandırıcılığı pekiştirmek adına kullanılan abartılı kelimeler, tanımlamalar ve sıfatlardan geçilmiyor.

Haber dilindeki bu değişimin Reha Muhtar tarzı habercilikle beraber başladığını söylesek sanırım yanlış olmaz. Kendine has üslubuyla Show TV ana haber bültenini sunmaya başlayan Reha Muhtar’la birlikte artık haberler görsel bir şova, muhabir ve spikerler ise şovmene dönüşüyordu.

Her akşam bir prodüksiyon ürünü olarak ekranlara getirilen haber bülteni, kullanılan ekran grafik formatından tutun da muhabirlerin diline kadar abartı kokuyordu.

Aynı dönemde rakip kanallardan birinde muhabir olarak görev yaparken istihbarat şefimizin “Haberler bol efektli olacak” uyarısı hala dün gibi hatıralarımdaki yerini koruyor. Takip ettiğimiz haberin doğal sesi montaj marifetiyle olabildiğince açılır, habere dinamizm katılırdı. Habere konu olan kişinin konuşması birkaç saniye verilirken, salondaki gürültü, patırtı, tartışma saniyelerce ekrana verilirdi. Bülten sırasında ise her bir haber koca koca KJ’lerle(altyazı) ekrana gelirdi.

Habercilikte bazen teknik aksaklıklar olabiliyor, bunlar normal şeyler… Varsayalım ki haber görüntülenirken teknik bir sorun nedeniyle kamera ses kaydı yapamadı, o zaman da montajcılar marifetiyle benzer bir başka haberin efekt sesi o habere taşınır ve ilgili haber öyle ya da böyle yayına verilirdi. Bu tür teknik hilelerin halen yapılmadığı ne malum?
Günümüze gelecek olursak…

Haberlerdeki abartı dili gerek görsel basında, gerekse yazılı basında gelenekselleşmiş bir halde yerini korumaya devam ediyor. Habere konu olan şey bir “cip” ise önüne konulan “lüks” takısıyla kelime “lüks cip” olarak yansıtılıyor, bir site(yerleşim yeri) derhal “lüks site” oluyor. Oysa günümüzde lüks olmayan pek çok cip ve site varken…

Her ölüm acıdır ama medyada yayınlanan haberlerde, nedense birisinin öldüğünden bahsedilirken “Korkunç bir şekilde hayatını kaybetti”, “Feci şekilde can verdi” diye içine abartı sosu eklenen tanımlamalarla anlam güçlendirilmesi yapılmaya çalışılıyor.

Televizyon haberlerinde dikkat çeken bir başka durum ise yine o bildik abartma refleksinden kaynaklı olarak aynı görüntünün defalarca ekrana verilmesi… Ellerindeki görüntünün kısıtlı olmasından kaynaklanıyor olsa gerek televizyoncu arkadaşlar bir hırsızlık ya da bir kaza anını defalarca ekrana getiriyor. Madem eldeki görüntü kısa, o halde haberin kısa tutulması gerekmez mi?

Haber metinleri de günümüzde şov haberciliğinin diline iyice adapte olmuş durumda... Muhabirler öyle bir haber kurgusu yapıyor ki, spiker haberi anons ediyor, fakat haberin görüntüsüne geçildiğinde spikerin okuduğu metnin bir benzeri de giriş cümlesi olarak haberin bandında tekrar yer alıyor. İyi ama izleyici zaten spiker anons ettiğinde konuyu anlamıştı. Olayı bir kez daha anlatmak seyirciye de biraz haksızlık olmuyor mu?

Ve haber kanalları… Önemli bir gelişmeyi duyurmak için ekrana gelen “Son dakika”, “Sıcak Haber”, Sıcak Gelişme”, “Flaş Haber” yazan o koca koca KJ’lerden ekrandaki görüntüyü bile seçebilmek için büyük çaba göstermek gerekiyor. RTÜK bu konuda haber kanallarını her ne kadar uyarmış olsa da o kırmızı renkli son dakika haberleri adeta abartı haberciliğini zirveye taşıyor. Canlı yayında ekrana gelen kişinin konuşmalarının ekranda altyazıyla verilmesinin izleyiciyi ‘ne yerine koymak’ olduğunun değerlendirmesini ise siz okurlara bırakıyorum.

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Fox Haber ve Portakal'ın yeni hayatı... - 05.10.2020
>> Fatih Portakal ve Fox üzerine - 04.09.2020
>> Siyasal iletişim ve dijital dil - 17.07.2020
>> Ana akım medyanın yerini Youtube mi alıyor? - 28.05.2020
>> Medyada virüs etkisi - 24.04.2020
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz…
Tüm Yazarlar