Bülent BİRİCİK

bulent.biricik@hotmail.com
25.07.2019 / 10:41

Bülent BİRİCİK

Medyada dijitalleşme üzerine…

Son birkaç yıldır medyada dijitalleşmeyi tartışıyoruz. Tartışılan konulardan birisi ise “medya mensubu” olarak adlandırılan fikir insanlarının bu sürece nasıl ayak uyduracağı…

Yanıtını hemen verelim, medya mensupları günümüzde “yeni medya” olarak adlandırılan dijital mecralara taşınmaya başladılar bile… Taşınma süreci Türk medyasının içinde bulunmuş olduğu konjonktürel zorunluluklardan kaynaklanmış olsa da, son birkaç yıldır büyük bir ivme kazanmış görünüyor.

Medyada dijital dönüşüm denilince akıllara ilk olarak geleneksel medyadan bağımsız bir şekilde yeni dijital mecraların hayatımıza girmesi ve tutunması gelebilir. Ancak ülkemizde şimdilik bundan farklı bir süreç yaşanıyor. Özellikle ana akım medyanın dışında gelişim gösteren bağımsız dijital mecralar henüz yeterli değil. Ne var ki çok sayıda gazetecinin ve yazarın artık dijital ortamlarda varlık gösterdiğine de tanıklık ediyoruz. Üstelik bunlar arasında daha düne kadar bir internet sitesinde yazma ihtimalini bile düşünemeyeceğimiz, marka değeri yüksek yazarlar da bulunuyor.

Peki, bu insanlar kim ve ne şimdi nerelerde yazıyorlar?
Son yıllarda önemli bir yükseliş gösteren, Genel Yayın Yönetmenliğini Doğan Akın’ın yaptığı T24 bağımsız dijital mecraların başında geliyor. Yazarları arasında ise Mehmet Y. Yılmaz, Yalçın Doğan, Aydın Engin, Metin Münir, Mehmet Tezkan, Tayfun Atay, Ahmet Sever, Atilla Dorsay, Oya Baydar, Murat Sabuncu, Murat Belge, Zeynel Lüle gibi isimler bulunuyor. Tamamı yakın zamana dek ulusal nitelikteki yayın organlarında yazan bu isimlerin medyadaki mevcut iklimin de tesiriyle dijital mecralara taşındıklarını gözlemliyoruz.

Gazetesi kapatılan, ancak TV yayını ve dijital mecralarıyla faaliyetine devam eden Habertürk ise Fatih Altaylı, Murat Bardakçı, Nagehan Alçı, Muharrem Sarıkaya, Serdar Turgut, Nihal Bengisu Karaca, Sevilay Yılman, Oray Eğin, Muhsin Kızılkaya, Ayşe Özek Karasu, İbrahim Yıldız ve Güntay şimşek gibi yazarları bünyesinde barındırmaya devam ediyor. Gazete Habertürk’ün 2018 Temmuz’unda kapanması sonrasında Ciner Yayın Grubu’nun bu isimleri dijital yayınlar bünyesinde muhafaza etmesi, kuşkusuz Türkiye’de dijital yayıncılığın gelişimi açısından son derece önemli. Bu isimlerden bazıları dijitalden yükselen seslerini TV ekranları ile destekleseler de, gündem yaratmayı ve gündemde kalabilmeyi başarabiliyorlar.

Kimi yazarlar da kendi kurdukları web sitelerinden seslerini duyurmaya çabalıyorlar. Bunlara örnek olarak da Fehmi Koru’nun fehmikoru.com adresindeki sitesini, Murat Yetkin’in de yetkinreport.com adresinde bulunan sitelerini verebiliriz. Bu iki isim haricinde kendi dijital platformundan, bloğundan sesini duyurmaya çalışan onlarca gazeteci bulunuyor.

Ruşen Çakır’ın medyascope.tv ile geleneksel mecraları kıskandıran bir performans sergilemesi, Yavuz Oğhan’ın “bidebunuizle” isimli youtube kanalı üzerinden sesini duyurması, Cüneyt Özdemir’in CNN Türk kanalındaki 5N1K programına ek olarak kendi youtube kanalı üzerinden habercilik faaliyetlerine devam etmesi, TV habercisi Ünsal Ünlü’nün de youtube’da her geçen gün izleyici kitlesini artırması dijital yayıncılığın gelişimi açısından son derece olumlu örnekler olarak gösterilebilir.

Bunlara ek olarak; Onedio, Bianet, P24 ve Journo gibi dijital mecraların her geçen gün giderek artan bir takipçi grafiğini yakalamaları medyanın dijitalleşmesi adına ümit vadediyor. Üstelik bu mecralar bizlere; kamu ilanı, teşvik, ihale gibi destekler olmadan da Türkiye’de gazetecilik, yayıncılık yapılabileceğini gösteriyor.

Diğer yandan, takipçi istatistikleri medyanın dijitalleşmesi sürecinin ana akım medyadan bağımsız olarak gelişiminin kolay olmadığını da ortaya koyuyor. Türkiye’nin en çok ziyaret edilen haber sitelerine bakıldığında ilk 10’un içerisinde ana akım medyanın dijital uzantılarının olduğunu görüyoruz. Listede yer alan sozcu.com.tr, hürriyet.com.tr, sabah.com.tr, haberturk.com, mynet.com, milliyet.com.tr, haberler.com, cumhuriyet.com.tr, internethaber.com ve haber7.com gibi dijital yayınların birçoğunun arkasında bir ana akım medya organının bulunduğu göze çarpıyor.

Özetleyecek olursak; ülkemizde ana akım medya, elinde bulundurduğu sermaye ve iktidarın sunduğu pek çok imkân nedeniyle hala kamuoyunun büyük bölümüne hitap etmeye devam ediyor. Ana akım medyanın etki gücünün bu denli yüksek olmasının ardında kuşkusuz kamu ilanları ile desteklenmeleri ve reklam verenlerin tercihinin onlardan yana olması yatıyor. Bunun yanı sıra medyadaki dijitalleşmenin arzu edilen seviyeye gelememesi ülkemizdeki internet tabanlı yayıncılığın hala yasal çerçeveye oturtulmamasından ve buralarda faaliyet gösteren kişilerin yasalar nezdinde hala “fikir işçisi” olarak kabul edilmemesinden kaynaklanıyor. Gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıyla medyanın dijitalleşmesinin daha da hızlanacağı öngörülüyor.

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Fox Haber ve Portakal'ın yeni hayatı... - 05.10.2020
>> Fatih Portakal ve Fox üzerine - 04.09.2020
>> Siyasal iletişim ve dijital dil - 17.07.2020
>> Ana akım medyanın yerini Youtube mi alıyor? - 28.05.2020
>> Medyada virüs etkisi - 24.04.2020
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Dürüstlük pahalı bir hediyedir
Tüm Yazarlar