08.02.2018 / 09:30

Halef R.  VAYIS

Şiddet güçsüzlüğün işaretidir…

Olumlu kullanılan öfke, başarı için enerji olarak değerlendirilebilir. Öfkenin kötü ifadesi olan şiddet ise güçlü olmanın değil, aksine güçsüzlüğün işaretidir…

Aslında öfkelenmek pek de kötü bir tepki değil. Ancak olumlu kullanılmazsa temiz bir duygu da değil.

Uzmanlar böyle söylüyor. Bunlardan biri de Dr.Mehmet Şakiroğlu…

İnsanın bu ilginç duygusunu, azıcık kurcalamakta fayda var.
Zira öfke ve onun türevleri olan hiddet, nefret, haset gibi duygu yoğunlukları, günlük hayatımızı işgal etmiş durumda.

Bu yazıyla istedim ki, öfke ve öfkenin diğer bazı duygularımızla olan ilişkisi üzerine biraz düşünelim.

Belki kendimize ve etrafımıza faydası olur…

Öfke ve üzüntü…

Bir grubu üzgün ve öfkeli diye ikiye ayırıp, belli olayların nedenlerini nasıl algıladıklarını araştırmışlar. Sonuç?

Öfkeli insanlar, olayın sorumlusu olarak başka insanları göstermişler. Üzüntülü olanlar ise sorunun kendilerinden kaynaklı olduğunu düşünüyorlarmış. Yaşanan duygunun, olayın kendisinden ziyade, o olayın yorumlanış biçimiyle alakalı olduğu ortaya çıkmış.

Hiddet ve öfke…

Bir araştırmacı:

“Hiddet, öfkeye göre daha güçlü ve otoriter. Hiddet yaşayan kişi, öfke yaşayan kişiye oranla kendini daha haklı ve bu yüzden daha üstün görüyor. Yönelttiği hiddet ile kişi veya kurumun daha aşağılık algılanmasını amaçlarken, kendince haklı ve masum görüntüsünü de pekiştirdiği zannına kapılıyor.

Hiddetli kişinin asıl amacı cezalandırmak, böylece bu durumu tekrar yaşamayı engellemek. Kişinin cezalandırma gücü varsa bunu yapar; yoksa hiddet gücenme duygusuna döner.”

Nefret ve öfke…

Yine Şakiroğlu hocamıza kulak veriyoruz:

“Nefret, bir genel öfke halidir. Kişiye veya kuruma yöneltilen öfke zamanla genellenir, her açıdan olumsuz kodlanarak süreklilik kazanır ve nefrete dönüşür. Kişi, herhangi birinin ağzını şapırdatarak yemek yemesinden rahatsız olmazken; nefret ettiği kişinin, ağzını şapırdatmadan yemek yemesi dahi, onu şiddetli öfkelendirebilir.

Bu duyguların bir türevi de intikamdır. Nefret edilen kişi veya kuruluşa zarar vermek, kişinin bir numaralı amacıdır.”

Haset ve öfke…

Hocamız sözlerini sürdürüyor:

“Haset ve öfke arasındaki ilişkiye bakmadan önce, hasetle kıskançlık arasındaki farkı anlatmak isterim. Bizimle duygusal ilişki içindeki birini, üçüncü bir şahıstan, bir rakipten kıskanırız. Haset ise başkalarının sahip olduklarına sahip olmayı, isteme halidir.

Kıskançlık eldekini korumaya yönelikken; haset başkasının elinde olanı ele geçirmeye yöneliktir.

Haset, kişinin hedefine ulaşamaması ve bunun suçlusu olarak da, o hedefe ulaşmış başkalarını görmesidir. Onların kendisini engellediğini düşünür.”

Şiddet güçlü olmanın değil, güçsüzlüğün işaretidir…

Uzman Melanie Klein, hasetin kaynağını biraz daha şekillendiriyor:

“İki türlü haset var. Birincisinde, kaybettiğimiz şeyi rakibimizin de kaybetmesini ve bizim seviyemize gelmesini isteriz. İkincisinde ise, kendimizi rakibin seviyesine çıkarmaya çalışırız. Bu, hayranlık temalı daha işlevsel bir hasettir. Ancak hayranlık içeren hasetin, birinci tür haset için bir maske olacağını da unutmamalıyız.”

Son tahlilde…

Öfke ile şiddeti birbirinden ayırmak gerekir. Öfke bir duygu, şiddet ise bir davranıştır.

Olumlu kullanılan öfke, başarı için enerji olarak değerlendirilebilir. Öfkenin kötü ifadesi olan şiddet ise güçlü olmanın değil, güçsüzlüğün işaretidir.

Öfkenizi nasıl yaşayacağınız sizin tercihinizdir. Ancak tercihinizi iyi yapmalısınız.

Hiddete ve şiddete dönüşüp karşınızdakini bertaraf etmeye çalışırken, kendiniz bertaraf olabilirsiniz çünkü...

twitter.com/HalefRVayis

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Bozukluk gören gözde… - 24.04.2024
>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz? - 03.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
>> Çalıştıkça fakirleşmek (working poor)… - 20.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar