03.04.2024 / 14:02

Halef R.  VAYIS

Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz?

Siyaset eksenli bir stratejiye dönüşen, gerçekliğin yalanla yer değiştirme hali, toplumları derinden etkiliyor. Bu strateji, zamanın izlerinin ve insanların sahip oldukları küçük duyguların yitmesine de yol açıyor…

 

Amerikan Ulusal Kitap Ödülü’nü kazanan “Gelecek tarihtir: Rusya’da totalitarizm nasıl yeniden dirildi” adlı eseri de dahil olmak üzere, çeşitli kitapların yazarı olan Masha Gessen, yaşadığımız çağın şu dönemlerinde gerçekliğin yalanla yer değiştirdiğini öne sürüyor.

Sanırım en azından bir kısmımız için kabul görmez bir sav değil bu.

Örneklerine medyada sıkça rastlıyoruz.

Ekranlarda yorum yapan bir takım gazeteci, yorumcu ve uzman, çok kısa bir süre önce onayladığı konuları bir anda ters yüz ederek, var olan gerçekliği buharlaştırabiliyor.

“İnsani değerler yok oluyor veya değişiyor…”

Küresel dünyada, geçtiğimiz 20 yılda siyaset eksenli bir stratejiye dönüşen, gerçekliğin yalanla yer değiştirme hali, toplumları ister istemez derinden etkiliyor.

Bu stratejinin çeşitli şekillerde aşırı uyarılma yoluyla enjekte edilmesi, zamanın izlerinin ve insanların normal tarihlerinde kendilerince sahip oldukları her türden küçük duygunun yitmesine de yol açıyor.

Daha bir ay önce ne olduğunu hatırlamak bir yana, yalnızca bir hafta içinde unutmak ve unutulmak bile mümkün.

Sadece bir gün bile başka şeylerle ilgilensek, başkaları açısından önemli kabul edilen haberleri kaçırıyoruz.

Masha Gessen’in deyişiyle, gerçekliği içi boşluktan ayırt etme kabiliyetini yitiriyoruz…

Tüm bunlar da, bin yıllardır çeşitli süzgeçlerden geçerek oluşan insani değerlerin yok olmasına veya değişmesine neden oluyor…

Dezenformasyon, yalan haberler ve korku, kişinin özgür düşünmesini ve özgür davranışını yok ederek kitle psikolojisi içinde eritiyor…

 

Yalan söylemenin ustası…

Nazi döneminin propaganda bakanı, aynı zamanda bir felsefe doktoru olan Joseph Goebbels’ti.

1933 yılında Naziler’in iktidara gelmesinden başlayarak 1945 yılına kadar Hitler’in propaganda bakanı olarak görev yaptı.

Yalan söylemede ve nutuk atmada bir numaraydı. Yalana dair uyguladığı ve uygulattığı birtakım yöntemler şöyleydi:

-Gerektiğinde yalan söylemekten kaçınmayın ve utanmayın. Nazi İmparatorluğu’nun insanları bu sayede bilinçlenecek, muhaliflerini bu yolla tasfiye edecektir.

-Anlattıklarınızın gerçek olması şart değildir. Ancak elinizde olumlu gerçekler varsa onları anlatabilirsiniz.

-Söylediğiniz yalanlara inananlar mutlaka olacaktır. Önemli olan onları inandıracak ve uykuya geçirecek yalanlar söyleyebilmektir.

-Bir yalanı sürekli tekrar edeceksiniz. Bunu yapınca, o söylemin size ait olduğu unutulur ve kişi kendi fikriymiş gibi inanmaya başlar.

-Küçük yalanlar inandırıcı olmayabilir. Bu konuya dikkat edilmesi gerekir. Söylediğiniz yalan ne kadar büyükse o kadar etkili olur.

-Karşı taraf haklı bile olsa herhangi bir konuda hatalı olduğunuzu, yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyeceksiniz.

-Yalanlarınızdan da asla geri adım atmayacak, onları sürekli tekrar edeceksiniz. İnsanların beyni ancak bu yolla yıkanır.

-Kendinizi hiçbir zaman savunma durumuna düşürmeyeceksiniz. Hep saldıracak, karşı tarafı savunmada bırakacaksınız. Siz değil onlar savunmada kalacak.

-Gerektiğinde sadece bir tek rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyi onun veya onların üzerine yıkmaya çalışın.

 

Goebbels, belki yalanlarıyla birçok insanı belli bir süreliğine kandırdı; onları doğruyu söylediğine ikna etti.

Mütemadiyen saldırılarda bulunup karşı tarafı savunmada bıraktı.

Ancak yolun sonunda kaybeden kendisi oldu…

 

twitter.com/halefrvayis 

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Bozukluk gören gözde… - 24.04.2024
>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
>> Çalıştıkça fakirleşmek (working poor)… - 20.03.2024
>> 2050 yılına gelindiğinde… - 13.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar