13.12.2023 / 12:39

Halef R.  VAYIS

Basın özgürlüğü ve medya takibi…

Belki de yazının başlığını “demokrasi ve medya takibi” koymalıydım...

 

Ancak, iki başlık arasında fazlaca anlam farkı olmadığı için, hangisini kullandığım önem taşımıyor. Haliyle, basın özgürlüğü ile demokrasi birbirlerinin olduğu yerde barınırlar. Biri yoksa, diğeri de yoktur.  

Peki, bu ikisi ile medya takibi arasındaki ilinti nedir?

Kısaca anlatmaya çalışayım…

Medya takibine duyulan ihtiyacın, pazarlama iletişiminden sektörel analizlere birçok nedeni vardır; en temel şekliyle ise odaklanılan konu/lardan haberdar olmak için yapılır.

Demokrasinin olmadığı, diktatörlük yahut sultanlıkla yönetilen ülkelerde medya takibine ihtiyaç hissetmezsiniz. Her şeyin, hakim otoriter gücün isteğine göre yazılıp çizildiği bir coğrafyada, medya takibi işinize pek yaramaz çünkü.

Dolayısıyla, bu tür ülkelerde medya takip sektörü de gelişmemiştir.

 

Bodurlaştırılarak büyütülen medya…

Nedense bir ülkedeki basın özgürlüğü ile bonsai’ler (minyatür ağaçlar) arasında ilişki kurarım.

Bonsai, ağaçların özel tekniklerle saksılar içinde budanarak ve bodurlaştırarak büyütülmesi sanatıdır.

Bonsai, bire bir ağaç görünümlüdür, ancak bodur ve kısıtlıdır.

Ne gölgesinden yararlanabilirsiniz, ne meyvesinden. Odun bile değillerdir.

Ağaca ihtiyaç duyulduğunda, kimseye faydası yoktur.

Sanırım basındaki özgürlük ile minyatür ağaçlar arasında ilişki kurmam, bu yüzden. Ses düğmesi kısıldığı zaman medya da bonsailer gibi budanıp bodurlaşıyor.

 

Basının hangi özgürlükleri kısıtlanmalı…

Öte yandan medyaya aşağıdaki sınırların getirilmesine, sanırım kimse karşı çıkmaz.

 -Medyada habere veya yazıya ayrılan alan/süre kamu malıdır. Kişisel veya taraflı siyasi amaçlara aracı olamaz.

 -Medya mensubu, verene avantaj sağlatacak değerde hediye kabul edemez.

 -Gazeteci haberi, sipariş mesaj şeklinde hazırlayamaz

 -Medya sahipleri, ellerinde tuttukları haber ve iletişim mecralarını, ticari başka işlerindeki çıkarları için kullanamaz.

Bu ve benzer sınırlamaların medya işletmeciliğinin anayasasında yer alması, aynı zamanda medyayı özgürleştirecek, gazetecinin halkın sesi olmasında güvence olacaktır…

Basın sektörü, kentleşmenin ürünlerinden biridir.

Son otuz yıldır, ahlaksı değerlerin ve toplumsal ilişkilerin yeniden biçimlendiği bir süreçten geçiyoruz. ”İyidir veya kötüdür” gibi subjektif görüşlerden söz etmeyeceğim.

 

Aynalar kırılırsa…

“Bir ülkede, devletin buyruğu üzerine tüm aynalar kırılır. Amaç, insanların kendini beğenmişliğine son vermektir. Bu önlem, başlangıçta herkesçe onaylansa da, bir süre sonra durum değişmeye başlar.

İnsanların kendi yüzlerine bakma gereksinimi nedeniyle, ayna parçaları karaborsaya düşer; herkesin para karşılığı kendini seyredebileceği aynaların bulunduğu randevu evleri türer.

Bütün bu gelişmeler sonucunda, bir halk ayaklanmasıyla, ülkede aynalara konan yasak kalkar ve her şey eski konumuna döner.” (Elias Canetti’nin “Kendini Beğenmişliğin Komedisi” adlı oyunun ana teması)

 

Aynaya bakmak önemlidir; ara sıra da olsa kendimizle yüzleşmeliyiz…

 

twitter.com/halefrvayis 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Dürüstlük pahalı bir hediyedir - 02.05.2024
>> Bozukluk gören gözde… - 24.04.2024
>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz? - 03.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Dürüstlük pahalı bir hediyedir
Tüm Yazarlar