27.10.2021 / 11:09

Halef R.  VAYIS

Balina üzerinde seyahat eden kedi misali...

Açık denizlerde bir balina üzerinde seyahat eden kedi misali... Ne balinanın derinlere ne zaman dalacağı belli; ne de kedinin, durumun ne kadar farkında olduğu...

 

Neleri beğendiğiniz, neleri sevmediğiniz, siyasi görüşünüz, dini inancınız, cinsel tercihiniz, tüm bunların hepsi, sır olmaktan çoktan çıktı.

Bunun için Google’ın tek araç olmadığını; Facebook, Twitter, Youtube, Instagram gibi belirleyici birçok başka mecranın hayatımızın ta içinde olduğunu fark edenlerin sayısı, her geçen gün artıyor.

O halde…

Herhangi bir zamanda, herhangi bir iktidarın veya küresel gücün, herhangi bir topluluğu, bir toplumu yahut tüm insanlığı, gerekli gördüğü formatlarda kolayca tasnifleyeceği ihtimalini düşünmeye başlamanın vakti geldi demektir.

Bu yolla grup/kitle psikolojilerinin kolaylıkla uygulanıp, daha etkili manipüle etmenin mümkün olabileceğini de, önemli bir ayrıntı olarak aklımızda tutalım.

Bütün özellerimizi kendi rızamızla teslim ediyoruz...

Siyasi görüşlerinizin, dini inançlarınızın, düşünme ve davranma biçimlerinizin, daha masum anlamda ise tüketme alışkanlıklarınızın, birileri tarafından bilinmesi ve yönlendirilmesi, hatta yönetilmesi gibi ciddi bir konudan söz ediyorum.

Ancak bunun, kim için ne anlamı var; ayrı konu…

Buna karşı koyuş ise çoklarınca gereksizdir belki de...

Yayın yasakları, gazete-kitap toplatmalar, kitle iletişim araçlarıyla manipülasyon, kişiler hakkında bilgi toplama, beyin yıkama, andıçlar vs…

Tüm bunlar elbette yeni değil, hepsi ve daha çoğu yüzlerce yıldan beridir var.

Ancak tek farkla…

Hakkımızdaki bilgileri, bütün özellerimizi ve özelliklerimizi, artık kendi ellerimizle teslim ediyoruz.

Kendi rızamızla yapıyorsak, ki yapıyoruz; hiçbir çekinceye gerek yok o halde.

Açık denizlerde, tehlikeli sularda, bir balina üzerinde seyahat eden kedi misali...

Ne balinanın derinlere ne zaman dalacağı belli; ne de kedinin, durumun ne kadar farkında olduğu...

Seçimleri medya mı yapar?

Toplumlar, bilgileri dışında veya istemedikleri halde, etkileme veya yönlendirme sonucu davranış ya da kanaat değişikliği gösterirler.

Farkında olmaksızın…

Dilbilimci Noam Chomsky, bu görüşü şu sözlerle ifade eder:

 "Egemen olan toplumsal düzen çerçevesine göre sıradan insanlar, bir manipülasyon nesnesi olarak kalmalı. Düşünce, tartışma ve karar süreçlerine katılmamalı.

Ayrıcalıklı kesimin çoktandır kavradığı gibi, durmadan yinelenen ‘demokrasi krizlerini’ savuşturmak bir zorunluluktur. Durum kaçınılmazdır ve bunun için kaygı duyulması doğaldır. Buna kaynak ise modern demokratik atılımın kökenleridir.”

Modern demokratik atılımın kökleri demişken…

On yedinci yüzyıldaki İngiliz devrimi sırasında, tarihçi Clement Walker, “dünyanın altını üstüne getirme” tehdidini savuran demokratlara şöyle seslenmişti:

“Hükümetin bütün sırlarını halkın önüne attılar ve hem askerlere hem de insanlara, bütün hükümetleri en ince ayrıntılarına kadar didikletmeyi öğrettiler. Böylece insanları o kadar meraklı, o kadar kibirli hale getirdiler ki, sivil bir yönetime boyun eğecek alçak gönüllüğü asla bulamayacaklardır.”

Yıl 1661 idi…

 

twitter.com/halefrvayis

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Bozukluk gören gözde… - 24.04.2024
>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz? - 03.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
>> Çalıştıkça fakirleşmek (working poor)… - 20.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar