Artık ürün Biz’iz…
“Google, Facebook ya da Twitter'a bedavaya kavuştuğumuzu sanıyoruz. Oysa asıl onlar bizi bedavaya getiriyor; sonra da bizi reklamcılara iyi karlarla satıyorlar…”
Geçmişte ürün bir ‘şey’di. Yeni bir Mac, sokakta taşıyabileceğiniz bir telefon, ya da sevdiğiniz müziği yükleyebileceğiniz bir cihaz.
Yani bir şeyler...
Şimdi ise ürün biziz.
Alışkanlıklarımız, arkadaşlarımız, yerimiz, ihtiyaçlarımız, sevdiğimiz, sevmediklerimizle biz...
Google, Facebook ya da Twitter'a bedavaya kavuştuğumuzu sanıyoruz. Oysa asıl onlar bizi bedavaya getiriyor; sonra da bizi reklamcılara iyi karlarla satıyorlar.
The Independent gazetesi, geldiğimiz noktayı böyle yorumluyor, Steve Jobs’un ölümünün ardından.
Artık kabul ettiğimiz gerçek…
Teknoloji, ona vücut veren araçlar yoluyla her geçen gün hayatımıza daha çok yerleşiyor, bizi kendine bağımlı kılıyor.
Bilginin doğruluğunu ölçmek…
Doğru bilgiye ulaşmanın bir yolu da, kaynak çeşitliliğini doğru kullanmaktan geçiyor. Yani birbirinin karşıtı bakışa sahip bilgileri makul değerlendirebilmekten…
Birbirleriyle teyid etmekten…
Medyadan dolayı maruz kaldığımız binlerce bilginin gerçek mesajını algılayabilmek adına da durum böyle...
Tabi bunun için medyayı duygularımızdan arınarak okuyabilme becerimizi geliştirmemiz gerekiyor öncelikle…
Medyada, yanıltma ya da görüş empoze etme çabasına, en çok siyaset gibi nerede durulduğuna bağlı olarak değişen alanlarda rastlıyoruz. Haber, bilgi, durum veya içerik, yazanın dünya görüşüne ya da ait olduğu gruba göre şekilleniyor çünkü.
Spor haberlerinde manipulatif içerikleri daha az görürüz söz gelimi…
Şüphesiz ki dünyanın her tarafında medya, toplumları yönlendirmeye yönelik bir araç olarak kullanılıyor.
Bu durumda medyayı doğru okuma gereği, daha çok öne çıkıyor...
Sürekli bilgiye maruz kalmaktan, maruz kaldığımız bilgiyi hazmetmeye vaktimiz yok.
Sabah kalktığımızdan itibaren sosyal medya, internet medyası, gazeteler ve TV’ler yoluyla sürekli bilgi atağına maruz kalıyoruz. Bu bilgileri beynimizde işlemek ve hazmetmek için ise zamanımız neredeyse hiç olmuyor.
Günün minik de olsa bir kısmını insan kendine ayırmalı ve maruz kalınan bilgiler üzerine düşünme ihtiyacını gidermeli...
Ne yapıp edip buna zaman ayırmalı…
