Dünyada, “insan sebepli” kıtlıklar yaşanıyor…
Tuzu kuru ülkeler, açlıkla ve savaşla baş edemeyen göçmenleri ülkelerine sokmamak için her türlü engeli uyguluyor. Bakalım çözümün, onların göçünü engellemek değil, göç etme nedenlerini ortadan kaldırmak olduğunu ne zaman anlayacak insanlık…
Bunca bin yıllık geçmişe rağmen, insanlık hala kıtlıkla savaşıyor.
Her türlü teknolojik imkana sahip olmasına karşın hem de…
Birleşmiş Milletler, Güney Sudan'ın bazı bölgelerinde kıtlık ilan etti örneğin. Bugün Sudan'da 100 bin kişi açlık nedeniyle ölümün eşiğinde, 1 milyon kişi de açlıkla mücadele ediyor.
Nijerya'nın kuzeydoğusu, Somali ve Yemen'de de kıtlık olabileceğine ilişkin uyarılar var.
BM’ye göre, kıtlığın en temel nedeni, etnik grupların kendi içlerinde yaptığı çatışmalar ve savaşlar.
Güney Sudan 2013'ten beri savaşı yaşıyor ve 3 milyondan fazla insan evlerinden kaçmak zorunda kaldı.
BM’nin Güney Sudan temsilcisi Serge Tissot, "pek çok aile hayatta kalmak için tüm imkanlarını tüketti. Nüfusun çoğu çiftçi ve savaş, tarımı sekteye uğrattı. Aileler besi hayvanlarını kaybettiler, hatta tarım aletlerini bile. Aylarca bulabildikleri bitkilerle ve yakalayabildikleri balıklarla yaşadılar" diyor.
Siyasi liderler arasındaki uzun süreli anlaşmazlık, farklı etnik gruplar arasında şiddet içerikli güç ve kaynak savaşına dönüşürken; daha önce dayanıklı ve verimli olan bölgelerde bile mahsul üretimi, çatışmalar nedeniyle büyük ölçüde azalma göstermiş.
Mahsul üretimi azaldığı ve besi hayvanları öldüğü için, enflasyon BM'nin rakamlarına göre bir önceki yılla karşılaştırıldığında yüzde 800 tırmanmış ve bu da temel gıda fiyatlarının büyük ölçüde artmasına yol açmış.
Dünya Gıda Programı koordinatörü Joyce Luma ise bunun “insan sebepli" kıtlık olduğunu söylüyor.
Savaş olmasaydı, bu ülkelerde ekonomi çökmezdi yani.
Olan yine çocuklara…
Kerameti kendinden menkul, gücü bir şekilde eline geçirmiş insanlar, zorbalık tatminlerini giderirken vatandaş ise yiyecek bulamıyor. Hadi savaşsever yetişkinleri bir yana koyalım. Birbirlerini yemek, kendi tercihleridir.
Ancak çocukların günahı ne?
BM kuruluşu UNICEF bir kez daha uyardı:
“Nijerya, Somali, Güney Sudan ve Yemen'deki 1,4 milyon çocuğun açlıktan ölme riski var.
19 Afrika ülkesi kriz, acil durum veya ciddi oranda gıda güvencesizliğiyle karşı karşıya.
Bu ülkelerin 10'unda iç çatışma söz konusu. Bu on ülkeden sekizinde otokratik yönetimler var. 18.5 milyon Afrikalı göçmen ya da yerinden olmuş kişilerin yüzde 82'si, bu 8 ülkenin vatandaşı.”
Ama kimin umurunda?
Tuzu kuru ülkeler, açlıkla ve savaşla baş edemeyen göçmenleri ülkelerine sokmamak için her türlü engeli uyguluyor.
Bakalım çözümün, onların göçünü engellemek değil, göç etme nedenlerini ortadan kaldırmak olduğunu ne zaman anlayacak insanlık…
Her geçen gün biraz daha big brother’e doğru…
Almanya, sığınmacıların kimliklerinde tereddüt edilmesi halinde, telefon ve bilgisayar verilerine erişeceğini açıkladı.
Konuyla ilgili yeni bir yasa hazırlıyor.
Bu yasa taslağına göre de, cep telefonu, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi sığınmacılara ait kişisel eşyalar devlet tarafından incelenecek.
Her geçen gün 1984’e biraz daha yaklaşıyoruz.
George Orwell’in distopik romanında anlatılanlara yani…
