16.03.2022 / 11:39

Halef R.  VAYIS

Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz?

Siyaset eksenli bir stratejiye dönüşen, gerçekliğin yalanla yer değiştirme hali, toplumları derinden etkiliyor. Bu strateji, zamanın izlerinin ve insanların sahip oldukları küçük duyguların yitmesine de yol açıyor…

 

Amerikan Ulusal Kitap Ödülü’nü kazanan “Gelecek tarihtir: Rusya’da totalitarizm nasıl yeniden dirildi” adlı eseri de dahil olmak üzere, çeşitli kitapların yazarı olan Masha Gessen, yaşadığımız çağın şu dönemlerinde gerçekliğin yalanla yer değiştirdiğini öne sürüyor.

Sanırım en azından bir kısmımız için kabul görmez bir sav değil bu.

Örneklerine medyada sıkça rastlıyoruz.

Ekranlarda yorum yapan bir takım gazeteci, yorumcu ve uzman, çok kısa bir süre önce onayladığı konuları bir anda ters yüz ederek, var olan gerçekliği buharlaştırabiliyor.

“İnsani değerler yok oluyor veya değişiyor…”

Küresel dünyada, geçtiğimiz 15-20 yılda siyaset eksenli bir stratejiye dönüşen, gerçekliğin yalanla yer değiştirme hali, toplumları ister istemez derinden etkiliyor.

Bu stratejinin çeşitli şekillerde aşırı uyarılma yoluyla enjekte edilmesi, zamanın izlerinin ve insanların normal tarihlerinde kendilerince sahip oldukları her türden küçük duygunun yitmesine de yol açıyor.

Daha bir ay önce ne olduğunu hatırlamak bir yana, yalnızca bir hafta içinde unutmak ve unutulmak bile mümkün.

Sadece bir gün bile başka şeylerle ilgilensek, başkaları açısından önemli kabul edilen haberleri kaçırıyoruz.

Masha Gessen’in deyişiyle, gerçekliği içi boşluktan ayırt etme kabiliyetini yitiriyoruz…

Tüm bunlar da, bin yıllardır çeşitli süzgeçlerden geçerek oluşan insani değerlerin yok olmasına veya değişmesine neden oluyor…

 

Üçlü fitre testi…

Eski Yunan'da, Sokrates bilgiyi saklaması yönüyle saygınlık kazanmıştı. Bir gün tanıdığı bir filozofa rastladı.

Filozof, Sokrates'e "Yakın bir arkadaşınla ilgili ne duyduğumu bilmek ister misin?" diye sordu.

"Bir dakika bekle" diye cevap verdi Sokrates: "Bana bir şey söylemeden evvel küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna üçlü filtre testi denir."

Devam etti Sokrates:
"Bana arkadaşım hakkında anlatmaya başlamadan önce, biraz bekleyip ne söyleyeceğini filtre etmek, daha doğru bir davranışı beraberinde getirebilir."

Ve hemen birinci filtreyle başladı:

"Birinci filtre: Gerçeklik filtresi. Birazdan bana söyleyeceğin şeyin, tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?"

"Hayır" dedi adam. "Aslında bunu sadece duydum... "

"Tamam" dedi Sokrates. "Öyleyse, sen duyduğunun gerçekten doğru olup olmadığını henüz bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim."

“İkincisi, iyilik filtresi. Arkadaşım hakkında söylemek üzere olduğun her neyse, iyi bir şey mi?"

"Hayır, tam aksi" dedi diğer filozof.

"Madem öyle" diye sürdürdü Sokrates: "Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin bile değilsin.

Ve üçüncü filtreye geçti. "İşe yararlılık filtresi. Arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey, benim işime yarar mı?"

"Hayır, aslında değil" dedi diğer filozof.

"İyi" diye devam etti Sokrates: "Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse, bana niye söyleyesin ki?"

 

twitter.com/halefrvayis

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz? - 03.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
>> Çalıştıkça fakirleşmek (working poor)… - 20.03.2024
>> 2050 yılına gelindiğinde… - 13.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Medyada gündem belirleme…
Tüm Yazarlar