21.04.2016 / 13:07

Duygu ÇAVDAR

Çin’de robot garsonlar işten çıkarılıyor, Konya’da ise gittikçe benimseniyor

Bir arkadaşımın geçtiğimiz hafta paylaştığı tweet dikkatimi çekti. Çin’de robot garson çalıştıran restoranların, robotların işlerine son vermeye başladığını duyuran bir haberin paylaşımıydı bu.

Her ne kadar tanesi 22 bin TL gibi pahalı sayılabilecek bir tutarda da olsa, haberde, insan çalıştırmaktan daha kârlı bir girişim olduğuna dem vuruluyor.

Metinde, robotların endüstriyel üretim konusunda işe yaradıklarından, ancak sürekli ilişki kurmayı gerektiren işler için yeterli performans oluşturamadıklarından bahsedilerek robotların restoranlardan “kovulmaları” bir nedene bağlanıyor.

Çin’deki robotik temalı restoranların bu akıbetini okuduğumda, yine aynı arkadaşımın mart ayı içerisinde paylaşmış olduğu bir başka tweet aklıma geldi. Burada da Konya’da Cadde Meram isimli kafede robotların müşterilere servis yaptığı anlatılıyordu.

Melis Dânişmend’in sıcak bir dille redbull.com için kaleme aldığı yazıda, kafeyi tecrübe etmesi ve kafenin fikir sahibi ve aslında yazılımcı, şahsi görüşümce de maceraperest olan Özgür Akın ile röportajı aktarılıyor.

Oldukça ilginç bulduğum kafeden de biraz bahsedecek olursam, müşteriler tablet üzerinden direkt olarak siparişlerini mutfağa iletebiliyorlar. Siparişler hazırlandıktan sonra da kendilerine özel olarak kurulmuş raylı sistemden geçerek müşterilerine ulaşan robot garsonlar, servislerini tamamlıyorlar.

Robot servisini tercih etmeyen müşteriler için insan garsonlar da kafede çalışmaya devam ediyor bu arada.

Bazı ziyaretçiler yeni nesil robotların elinden hizmet almayı tecrübe etmeyi tercih ederken, bazıları ise robotların daha yavaş olduğunu ve yiyecek/içeceklerin soğuma ihtimallerinin olduğunu belirterek, geleneksel servis tipi olan insan garsonlardan hizmet almayı tercih ediyor.

Bu konuda ilgi yaratan birkaç durum var aslında. Bu tür bir uygulamanın, bilim kenti olarak adını duyurmamış, hatta biraz da geleneksel bir algı yaratmış bir şehir olan Konya’da hayat bulması ilk bakışta dikkat çekiyor.

Teknik açıdan altyapısı ve imkânları ile ün salmış olan şehirlerden birinde böyle bir kafenin varlığı haber olsa, durum itibarıyla kuşkusuz yine ilgi çekici bulunurdu. Ancak Konya’da olması duyanları biraz daha fazla cezbediyor açıkçası.

Diğer bir konu da, az önceki söylediğime tam da tezat oluşturabilecek bir şekilde, teknoloji ile haşır neşir bir ülke olan Çin’de robot garson konseptiyle hizmet veren restoranların kepenk kapatmasına rağmen, Türkiye’de Konya’daki kafenin rağbet görmesi var olan genel algıya handikap oluşturacak nitelikte.

Bir diğer açıdan Çin ve Konya’daki söz konusu uygulamalar bir yana, robotların hayatımıza bu denli girmesi sosyolojik ve ekonomik açıdan incelenmesi gereken bir konu. Her ne kadar şu an bu restoranlarda olduğu kadar günlük yaşamımızda yaygınlık göstermese de, gelişen teknoloji ve toplumsal bakış açısı nedeniyle ilerleyen dönemlerde robotların ne derece hayatımızda olacağını kestirmek çok da mümkün değil.

Bu çerçevede, önümüzdeki dönemlerde sosyal alanlarda robot hizmetine dayalı uygulamaları daha yaygın görmemizin muhtemel olduğunu düşünüyorum.

Şu an kulağa biraz ütopik de gelse, firmaların insan gücünden neredeyse hiç faydalanmayacağı günler, zaman perspektifi içinde düşünüldüğünde çok da uzak olmayabilir. Yakın geçmişe bakıldığında, makineleşme ile birlikte insan gücünden yararlanmanın değişen boyutu açık bir şekilde görülebilir.

Ancak ne var ki, robotların hizmet edeceği kitle insanlar olacağı için, en büyük sıkıntı iletişim olacaktır. Hatta sıkıntıdan ziyade, insan iletişimine her daim ihtiyaç duyulacaktır.
Teknoloji ile birlikte iletişimin yön ve boyut değiştirdiği gerçeği yadsınamaz.

Fakat anlamı ve boyutu ne denli değişirse değişsin, insan iletişimi hiçbir zaman sıfırlanmayacaktır. Her ne kadar iş gücünde makineleşmenin önemi artıp, insan gücüne duyulan ihtiyaç azalsa da, insanlığa ve insana dair yetenekler, insan ürünü olan makinalardan daha değerli olacaktır.

Bu açıdan bakıldığında insanlığı yok etmeye çalışan robotların varlığı, sadece filmlerde yer alan hikâyeler olarak kalmaya devam edecektir.

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Nobel’in Bob Dylan Bombası - 21.10.2016
>> Müzikteki Geçmişe Dönüş: Kadıköy Plak Günleri - 22.09.2016
>> Facebook’a Trending Topic özelliği - 01.09.2016
>>  Tüketiciye 29 Şubat Bayramı - 03.03.2016
>> Facebook’un dondurma sansürü - 18.02.2016
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz…
Tüm Yazarlar