04.03.2020 / 10:08

Halef R.  VAYIS

AntiSosyal medya…

Hatırlayalım… 2010’lu yılların başlangıcında, sosyal medyayı kullanmaya yönelik çeşitli yönlendirmelere maruz kalmıştık. Facebook ve twitter kullanmayan insanlar, kötü niyetli ve bozuk psikolojili ilan edilmişlerdi…

 

2010’ların başlarında gazetelerde ve dergilerde şöyle ifadeler okur olmuştuk:

- Psikologlar, kötü niyetli insanların internet ortamında iz bırakmamak adına, sosyal paylaşım sitelerinden uzak durma eğiliminde olduklarını söylüyorlar…

- Facebook modern toplumun, hemen her bireyinin hayatına nüfus eden bir fenomen haline geldikçe, bazı işverenler ve hatta psikologlar, sosyal paylaşım ağına üye olmayanlara ihtiyatlı yaklaşılması gerektiğini savunmaya başladılar…

- Alman Der Tagespiegel dergisi, ABD’de Batman prömiyerinde silahlı saldırı düzenleyen James Holmes ile Norveç’te 77 kişiyi katleden Anders Behring Breivik’in Facebook hesapları olmaması üzerinde bir analoji kuruyor…

- Forbes.com’un haberine göre, dünya çapında birçok insan kaynakları departmanı, iş arayan gençler arasında Facebook hesabı olmayanlara şüpheyle bakıyor…

- İşverenler arasındaki en yaygın kanı, iş başvurusunda bulunan adayın sosyal medya hesabı yoksa, son derece olumsuz içeriklere sahip olduğu için kapatılmış olduğunu düşünmek…

- Slate.com teknoloji muhabiri Farhad Manjoo, yazdığı tavsiye yazısında gençlere, Facebook hesabı olmayan kişilerle randevulaşmamalarını tavsiye etti. Muhabir, aynı zamanda kötü niyetli insanların internet ortamında iz bırakmamak için sosyal paylaşım sitelerinden uzak durduklarını söylüyor…

- Psikolog Christopher Moeller, facebook kullanmanın, kişinin sağlıklı sosyal iletişim kurabildiğinin işareti olduğunu savunuyor. Psikologlar, kitlesel katliamlar yapan kişilerin ve seri katillerin gerçek hayatta da diğer insanlardan uzak durduğunu ve pek az arkadaş edindiklerinin altını çiziyor…

 

Şimdilerde unutmuş olabiliriz, bu ve benzer haberlerle o dönemlerde sıkça karşılaşıyorduk.

Bu yolla bize, facebook veya twitter kullanmamız empoze ediliyordu tabi. Söylemlere göre, sosyal medyada hesaplarımız yoksa durum vahimdi ve doktora görünmemiz gerekiyordu.

Çünkü kullanmıyorsak ya psikolojimizde sorun vardı veya suç eğilimliydik, 9-10 yıl önceki dönemin uzmanlarına göre…

Aynılaşmak…

Sosyal medyada işler böylece ilerledi, ilerledi…

Bir nevi, sosyal medya kullanmaya itildik. Bilerek veya bilmeyerek uzmanlar ve medya, bizi sosyal ağları kullanmaya yönlendirdi, hatta buna zorladı.

Kullanmayan, peşinen potansiyel suçlu veya psişik hasta ilan edildi.

2019 yılına geldiğimizde ise, 82 milyonluk ülkemizde sosyal medya kullanıcı sayısı 52 milyona ulaşırken, 7.6 milyar olan dünya nüfusunun ise 4.2 milyarı sosyal medya kullanır oldu.

Amaca ulaşılmış, dünya nüfusunun çoğunluğu -artık kimin işine nasıl yarayacaksa- sanal dünyanın bağımlısı olmuştu.

Oysa zaman içinde gördük ki, sosyal ağların kendisi, kendi başına suç alanı olmaya oldukça müsait:

Kışkırtıcısı, ırkçısı, küfredeni, kaçığı, tirolü…

Takipçi satanı, satın alanı...

Kumar oynatanı, oynayanı, dolandıranı...

Yanlış hesaplar açıp istediği gibi at oynatanı...

Kendini farklı tanıtıp tecavüz edeni, soygun yapanı...

***

Tüm bunların hepsi sosyal medyada mevcut…

Hepsi ve her şey özgürlük adına yapılıyor.

Kişinin kamusal yaşamını bir tarafa koyalım, ki o alan herkese açık olabilir.

Peki, özel yaşantısının mahremiyetini korumaya ve onu yalnızca etrafındaki eşi dostuyla paylaşmaya; iç dünyasını kendi kendine yaşamaya, hakkı yok mudur insanın?

Bir nebze de olsa kendini, tüketim toplumunun bir parçası olmaktan korumaya çalışamaz mı?

Görünen o ki geleceğin yetişkinleri, yani gelecekte toplumu yönetecek şimdiki gençler, bu yolla birbirleriyle aynılaşıyor, tektipleşiyorlar.

Ve toplumlar bu yolla her açıdan kontrol altına alınıyor.

Sanırım en can sıkıcı olanı da bu...

 

https://twitter.com/HalefRVayis

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz? - 03.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
>> Çalıştıkça fakirleşmek (working poor)… - 20.03.2024
>> 2050 yılına gelindiğinde… - 13.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Medyada gündem belirleme…
Tüm Yazarlar