02.08.2023 / 12:34

Halef R.  VAYIS

Yeri sürekli değişen ağaç, kök salamaz…

“Her gerçek başarı, bir evi inşa etmek gibidir. Önce sağlam bir temel atılır, sonra evi tamamlamak için sabırla gerekenleri yaparsın.”

 

Türk iş hayatı ile ilgili bir araştırmanın raporunda okumuştum.

Çalışanlar, işyerlerinde, işe alımlarda ve terfilerde, tarafsızlığın yeterli düzeyde olmadığına ve yaptıkları işin karşılığını, maddi ve manevi alamadıklarına inanıyormuş.

Otuz yılı aşkın süredir iş dünyasının içinde biri olarak bu görüşe katılırım. Küçük bir kesiti saymazsak; Türkiye’de çalışan da tatminsizdir, işveren de.

Mutsuzluğun nedenini, birçok faktörün bir araya gelmesine bağlıyorum.

Türkiye’deki çoğu şirketin yeterli sermaye ile kurulmaması, eğitim sisteminin insanımızı iş hayatına yeterince hazırlayamaması, vergi oranlarının dolayısıyla kayıt dışı oranının yüksekliği, partizanlığa göre ihale dağıtma adaletsizliği, eş-dost-akraba yöntemiyle iş bulma gibi bazı başlıklar, bunlardan birkaçı.

Profesyonel iş hayatında, maddi ve manevi memnuniyetsizlikler hep söz konusudur. Bunun haklı ve haksız gerekçeleri mevcuttur.

Ancak son yıllarda, özellikle dikkatimi çeken bir şey var.

Eğitimli genç kuşak iş başvurusunu, bir ayağı dışarıda yapıyor. “Hele bir başlayalım da bakarız. Olmazsa, başka işler ararız” mantalitesi taşıyor.

Eğitimsizler ise, “ne iş olursa yaparım, canım sıkılırsa kaçarım” havasında.

 

Bir ayağı dışarıda olmak…

Dan Millman betimlemiş:

“Her gerçek başarı, bir evi inşa etmek gibidir. Önce sağlam bir temel atılır, sonra evi tamamlamak için sabırla gerekenleri yaparsın.

Bazı evler ya da kariyerler çabucak inşa edilebilir ama sağlam temeller üzerine oturmazlar.

Görünüşleri güzel ama dayanıklı değillerdir. Bir gecede oluşan başarılara yakından bakarsan, 10 sene gibi bir hazırlık sürecinden geçtiğini de görürsün…”

Millman haksız mı?

Ağacın yeri sürekli değişirse, o ağaç kök salabilir mi?

Bir işyerinde ömür boyu çalışılacak diye bir zorunluluk yok elbette. Şartlar, uyum, vizyon örtüşmesi gibi özellikler, kalma veya gitme için belirleyicidir.

Ancak daha işe girerken gözü ve aklı dışarıda olan kişi, her an gidecekmiş gibi düşünür ve davranır.

Bu ruh haliyle, çalıştığı şirkete katkı sağlayamadığı gibi, işinde başarılı olma ihtimali de olmaz.

Ne konsantre olabilir, ne de işe uyum sağlayabilir; çünkü onda geçicilik duygusu hakimdir.

Hal böyle olunca, şirket yöneticileri nezdinde güven sağlaması zorlaşır; kariyer planları gölgelenir.

Belki de, o ayrılmadan, işyeri onu ayırır.

Kariyer düşünen genç arkadaşlarıma sözüm şudur:

Eğer işyerinde başarıyı istiyorsak, önce sabırla temelimizi atmalıyız. Emin olun, hiçbir başarı bir gecede oluşmaz.

 

twitter.com/halefrvayis 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Alışılan yönetme yöntemlerini sorgulama zamanı… - 24.07.2024
>> Bir gün bütün fotoğraflarınız silinirse... - 17.07.2024
>> Cazibe tuhaf şey! - 10.07.2024
>> Deprem yardımlarının yağmalanması tesadüf mü? - 03.07.2024
>> Coğrafyanın kavgalarına saplanmak… - 26.06.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Alışılan yönetme yöntemlerini sorgulama zamanı…
Tüm Yazarlar