Türk okuru ‘haberden kaçınıyor’
Türkiye’de insanlar, ruh hallerini olumsuz etkilediği, görsellerin onu üzdüğü, haberlerin doğruluğuna güvenmediği, konsantrasyon yeteneğini engellediği gibi gerekçelerle haberlerden kaçınıyor…
Oxford Üniversitesi’nin beş kıtada 36 ülkede yaptığı araştırmaya göre, Türk okuru haberden kaçınıyor.
Çeşitli sebeplerle haberlere uzak durmayı tercih ediyor.
Buna neden olan birinci gerekçe, ‘ruh halinin olumsuz etkilendiğine’ inanması.
Araştırmaya göre, 36 ülke arasında haberden kaçınmada ilk sırayı Türkiye ve Yunanistan paylaşıyor. Bu iki ülkede katılımcıların yüzde 57’si, bazen veya sık sık haberden kaçındığını belirtiyor.
36 ülkenin ortalaması ise yüzde 29.
Araştırmada, katılımcılara neden haberden kaçındıkları da sorulmuş.
Türkiye’de insanlar en fazla, haberlerin ruh hallerini olumsuz etkilemesinden şikâyet etmişler.
İkinci sırada ise “görseller beni üzüyor” denilmiş.
36 ülke içeresinde bu neden, en yüksek Türkiye’de görülüyor. Gazete ve televizyonların, tiraj ve reyting uğruna sansasyonel fotoğraf ve video kullandıklarına inanılıyor.
Kaçınmaya dair diğer sebepler ise şöyle sıralanıyor:
-Haberlerin doğru olduğuna güvenemiyorum.
-Kaçınmayı tercih ettiğim münakaşalara yol açıyor.
-Yapabileceğim bir şey olduğunu düşünmüyorum.
-Daha önemli şeylere konsantre olma yeteneğimi engelliyor.
İnanmayacaksınız ama “çok fazla zaman kaybı” diyenler bile var.
Alışılan yönetme yöntemlerini sorgulama zamanı…
Manpower Group tarafından hazırlanan Digital Suite raporuna göre, 2020 yılına kadar şirket gelirlerinin yüzde 30'u, yeni iş modellerinden gelecek.
2030 yılı itibariyle ise iş gücünün üçte ikisini Z kuşağı oluşturacak ve bunların % 65'i bugün adını bile bilmediğimiz görevlerde çalışacak.
Bu durumda, vizyon sahibi şirketlerin değişim rüzgarına ayak uydurmaları gerekiyor. Bir şirketin başarısını veya başarısızlığını belirleyen en önemli faktör, adaptasyon hızı olabilir çünkü.
Burada asıl iş, yöneticilere düşüyor tabi.
Bir şirketin dönüşüm kavşağına girebilmesi için inovasyon kültürü yaratması, hızlı değişimlere ve risk almaya hazır olması gerekiyor.
Dönüşümün başarılı olabilmesi için ise en tepeden başlayarak yeni yönetim alışkanlıkları ve bakış açıları kazanılması ön şart…
Değişim her zaman zorlu olur…
Ancak ilerleyebilmenin birinci kuralıdır…
