20.11.2019 / 09:21

Halef R.  VAYIS

Habercilikte kullanılan dile özen gösterilmeli…

“Yayınlar, toplumsal şiddet eylemlerini ve intihar olaylarını haberlere konu ederken, gerilimi artıracak nitelikteki görüntü, yorum ve ifadelerden kaçınılmalıdır. Bu haberler, izlenme/okunma oranını artırmak ya da dikkat çekmek amacıyla kullanılmamalıdır.”

 

Geçen hafta RTÜK, ülkenin çeşitli yerlerinde meydana gelen şiddet eylemlerine ve intihar vakalarına ilişkin verilen haberlere dair uyarılarda bulundu.

Haklı uyarılardı bunlar.

Haberlerin aksettiriliş biçimleri hep önemli olmuştur; eğer varsa, maksada göre yönlendirir, özendirir, hatta nefret ettirir…

Haberin nasıl bir dil ile aktarıldığı ve haberde ne tür görseller kullanıldığı, okur üzerindeki etkiyi doğrudan ya da dolaylı belirler…

"Kullanılan dil özenle seçilmeli"

Özetle şöyle demişti, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu:

Toplumun geneli tarafından takip edilen yayınlarda, haberlerin aktarılmasında kullanılan dile itina gösterilmeli, konunun hassasiyeti göz önüne alınarak kullanılan kelimeler özenle seçilmelidir. Kişilerin yaşadıkları çeşitli problemler karşısında şiddet eğilimlerinin artması, kendilerine veya çevresinde bulunan başkalarına zarar vermeleri normalleştirilerek izleyiciye aktarılmamalıdır.”

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde de, “haber çerçevesini aşan, okuyucu veya izleyiciyi etki altında bırakacak nitelikte yayın yapılmamalı; fotoğraf, resim veya film yayınlanmamalıdır’ denir.

RTÜK, intihar ve şiddet eylemleriyle ilgili yayın yaparken dikkat edilmesi gereken bazı hususları da tekrar hatırlattı:

- İntihar ve şiddet eylemleriyle ilgili haberlerin olayın yöntemi açıkça belirtilerek sıkça, uzun süre ve kurgusal betimlemeyle verilmesinin özendirici etki oluşturabileceği unutulmamalıdır.

- Bu haberler, izlenme oranını artırmak ya da dikkat çekmek amacıyla kullanılmamalıdır.

- Haberlerin etkisi, görüntü tekrarı, müzik ve ses efektleri yapılarak abartılmamalıdır.

- Haberde, bu tarz eylemleri çözüm yöntemi gibi gösteren, öven, haklı ya da meşru gösteren ifadeler ve görüntüler kullanılmamalıdır.

- Toplumsal şiddet olaylarını haberlere konu ederken, gerilimi artıracak nitelikteki görüntü, yorum ve ifadelerden kaçınılmalıdır.

Yayıncıların çoğunun, çoktan unuttuğu ilkeler bunlar…

Pek ümidim yok ama umarım yeniden hatırlamışlardır.

 

Eski kumaşken yeni bir elbise mi oluyoruz...

Gazetelerin, televizyon kanallarının, her birinin sıfatları var. Şu zümrenin kanalı, bu kesimin gazetesi diye nitelendiriliyorlar. Her akşam, birçok TV kanalında her konu üzerine çeşitli tartışmalara şahit oluyoruz. Gazetelerde köşe yazarlarının çoğu, hemen her konuda kesin hükümlere sahip. Zıt fikirlilik, karşılıklı suçlama, hınç, öfke, ezilmişlik, kibir, üstün çıkma gayretinden geçilmiyor.

Acaba başkalaştırılıyor muyuz?

Adeta bir kumaş gibi, yeni bir elbise mi dikiliyor bizden?

Her geçen gün değişen, farklılaşan bir toplum olduğumuz doğru…

Peki nedir değişmek?

Elde ettiklerimizden vazgeçip yenisine yönelmek midir veya üzerine katıp yeniden yoğurmak mıdır kendimizi…

Hiç durmadan değişen günümüz dünyasına katkıda bulunmak ya da uyum sağlamak zorunluluğu mudur?

Değişenlerle değişmeyenlerin arasına mesafe mi girer, araları mı bozulur, eski dostlar olsalar bile…

Yeniyi kabul etmek midir değişmek…

Eskiden vazgeçmeyen, eskimiş anlamına mı gelir…

Kolay mıdır değişebilmek, eski eşyalarınızı verip yenisini almak gibi bir şey midir?

Bir içgüdü müdür, varolmak için doğanın her baharda yenilenmesine mi benzer…

Bir ölçü müdür değişmek, hayatın neresinde olduğumuzu mu gösterir?

 

https://twitter.com/HalefRVayis

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Bozukluk gören gözde… - 24.04.2024
>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz? - 03.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
>> Çalıştıkça fakirleşmek (working poor)… - 20.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar