27.07.2014 / 09:11

Esra EREN

Sen bilmiyordun...

Bu yaz tatilim tam hayallerimdeki gibi oldu.

 Ofisin sıkıcı atmosferi , sürekli bilgisayarın başında mail almak atmak, susmayan telefonlar, verilmesi gereken yanıtlar, patavatsız kaba insanlar arasında bazen hayatımdan ümidi keser gibi oluyorum.

Nihayet tatil geldi ve ben tatildeyim.

Her sabah uyanır uyanmaz penceremden sarkan pembe, beyaz, fiji, mor begonviller karşılıyor beni ...

İleri doğru baktığımda ise karşımda Kos adası ve arada gezinen yelkenliler, gemiler denizde süzülerek adeta kuğu balesi yapıyorlar beni kendilerine aşık etmek için...

Uzun bir müddet bu büyülü güzelliği ve doğanın kokusunu içime çekiyorum ve şükrediyorum bu güzellikleri görebildiğim ve mutlu olabildiğim için...

Arka bahçem domates, biber ve salatalık dolu kokuları karnımı acıktırıyor.

En sevdiğim şey kahvaltı hazırlamak. Hemen kahvaltı masasını hazırlıyorum bahçe domatesi, biber ve salatalıkları ile... Çayı üzerine koyup , fırından sıcak ekmek alıp gazetelerimi de alınca kahvaltı seremonim hazır olmuş oluyor.

Akşamları ise en büyük keyfim...

Bahçeden topladığım taze nane ile muhteşem bir salata hazırlamak oluyor...

Muhteşem ay, yıldızlar ve büyüleyici güzelliği ile Kos adasına karşı mangal yakıp kavun karpuz kesip yiyoruz...

Televizyon yok, elimde İclal Aydın şiir kitabını okuyup kalbim buruk seni düşünüyorum ve sen bunu bilmiyordun , boş ver bilme en iyisi ...

Seni Seviyordum

Sana uzak kentlerden birinde,
Zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi.
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi.
İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri?
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan,kulağının arkasına düşüşü.
Ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın.
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
Ne güzeldiler.
Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler,
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu.
Geri dönüyordu çoğalarak. Senin sesini duyduğum
masalarda erteliyordum her şeyi.
Her şeyi erteleyişim oluyordun.
Kalp ağrısı oluyordun.
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk.
Dönemeçler geçiyor,köprüler göze alıyor
ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk.
Cesurduk.
Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı tüm karanfiller.
Ben seni seviyordum, sen bilmiyordun.
Sevinçlerim oluyordun ara sıra,sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun.
Bütün sevinçlerim bittikten sonra.
Yağmurlar yağdı serin Haziran akşamları.
Derken bir gün uzaktan gördüm seni.
Saçların bana inat, başın her şeye meydan okuyarak
işte yine aynı,kalbimi acıttın, her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun.
Şimdi bunları anlatsa sana birileri,
kim bilir ya da boş ver bilme en iyisi.

İclal AYDIN

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yeni baştan sevmeli - 31.07.2015
>> Kader mi? - 23.06.2015
>> Prenses Odette - 12.06.2015
>> Bir çıkar yol bulsak? - 06.05.2015
>> Sarışın, seksi Brigitte Bardot… - 15.04.2015
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar