14.08.2014 / 16:23

Esra EREN

Büyük ustanın mesajı…

Muhteşem eserleri ile yüzyıllardır bizleri büyüleyen Mimar Sinan, aynı zamanda muhteşem kişiliği ile beni birkez daha kendine hayran bıraktı.

Günümüzün insanı olarak teknoloji ve bilim geliştikçe, daha fazla egoistleştiğimizi düşünmemek elde değil...

Eskinin o kibar, düşünceli mütevazi insanlarının nesli tükendi artık. Bırakın arkamızdakilere onları geliştirecek mesaj bırakmayı, eminim önceden keşfedebilseler, Mimar Sinan'ın o mesajını alıp yok ederlerdi.

Bunun nedeni günümüz insanı olarak mutsuz insanlar olmamız olabilir mi? Mutlu olan insan kendi ile barışıktır ve etrafındaki insanları severler. Başka insanların sıkıntısına üzülüp, başarıları ile mutlu olurlar. Etrafınıza bir bakın, kaç tane bu tarz insan var?

Davranış biçimlerimizkişiliklerimizle de ilgili,büyük düşünebilmemiz için belli bir olgunluğa gelmemiz gerekir. Bu da çok büyük bir birikim ve sabır gerektirir. Günümüz insanı olarak okumuyoruz, dolayısı ile kendimizi geliştiremiyoruz ayrıca sabrımızda sıfır denecek kadar az.

Umarım büyük yapı sanatçısı Mimar Sinan'ın mesajı,birçoğumuza örnek olur.

Mimar Sinan’ın mesaj hikayesi...
Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebaşı Cami´nin, 1990´lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı televizyonda şöyle anlatmış...

Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşa edildiğini öğrenmiştik, fakat taş kemer inşası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz konusunda ustalarla toplantı yaptık. Sonuç olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalıp çakacaktık. Daha sonra kemeri yavaş yavaş söküp yapım teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktık. Kalıbı yaptık. Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.

Şişenin içinde dürülmüş beyaz bir kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu:

“Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum.”

Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu´nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşasını anlatıyordu.

Bu mektup bir inşanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği çabanın insanüstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı, modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kâğıt ve mürekkep kullanması gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmektedir.
Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca mimarin erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan, 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur.
 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yeni baştan sevmeli - 31.07.2015
>> Kader mi? - 23.06.2015
>> Prenses Odette - 12.06.2015
>> Bir çıkar yol bulsak? - 06.05.2015
>> Sarışın, seksi Brigitte Bardot… - 15.04.2015
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar