Saat: 13:49
Online araştırma ve analiz şirketi DORinsight, 2026 yılına girerken Türkiye'deki yılbaşı hediye alışverişi eğilimlerini mercek altına aldı.
Araştırma, 2026'ya girerken yılbaşı hediye alışverişinin ekonomik belirsizliklere rağmen gücünü koruduğunu ortaya koyuyor. Bulgular, tüketicinin harcamaktan vazgeçmediğini ancak daha seçici, daha değer odaklı ve daha kontrollü bir davranış sergilediğini gösteriyor.
Türkiye genelinde yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik statü temsili gözetilerek 1.000 kişiyle gerçekleştirilen “2026 Yılbaşına Girerken Türkiye'nin Hediye Alışverişi Haritası” araştırmasına göre katılımcıların yüzde 72'si geçtiğimiz yıl yılbaşı hediyesi aldığını ve bu yıl da alışveriş yapmayı planladığını belirtiyor. Daha önce yılbaşı hediyesi almamış ancak bu yıl alışveriş yapmayı planlayanların oranı ise yüzde 28. Bu tablo, yılbaşı alışverişinin Türkiye'de yalnızca dönemsel bir refleks değil; istikrarlı ve tekrarlanan bir tüketim davranışı haline geldiğini ortaya koyuyor.
Alışverişin lokomotifi: 18–45 yaş grubu
Verilere göre, yılbaşı hediye alışverişinin ana taşıyıcısı 18–45 yaş aralığı. Bu yaş grubunda, sosyoekonomik segmentten bağımsız olarak alışverişe devam etme eğilimi yüksek. Özellikle 25–34 yaş grubu, hem kadın hem erkeklerde yılbaşı alışverişine devam etme oranlarının en yüksek olduğu segment olarak öne çıkıyor. 55 yaş ve üzeri grupta ise alışveriş davranışı daha sınırlı. Bu durum, yılbaşı alışverişinin ağırlıklı olarak aktif çalışma çağındaki ve sosyal etkileşimi yüksek tüketiciler tarafından taşındığını gösteriyor.
Kadın tüketicilerde süreklilik ve seçicilik daha güçlü
Cinsiyet kırılımı incelendiğinde, kadın katılımcıların yılbaşı alışverişini sürdürme eğiliminin erkeklere kıyasla daha yüksek olduğu görülüyor. Özellikle 18–24 ve 35–45 yaş aralığındaki kadınlar, sosyoekonomik statüden bağımsız olarak yılbaşı alışverişine güçlü şekilde bağlı. Genç kadınlar arasında bu yıl ilk kez hediye alışverişi yapmayı planlayanların görece yüksek olması, yılbaşı alışverişinin yeni tüketici grupları tarafından da benimsendiğine işaret ediyor.
Bütçeler artıyor ama kontrol elden bırakılmıyor
Araştırma, yılbaşı hediyelerine ayrılan bütçelerde yukarı yönlü bir eğilim olduğunu gösteriyor. Katılımcıların yüzde 60'ı bütçesini artırmayı, yüzde 18'i aynı seviyede tutmayı, yüzde 16'sı ise bütçesini azaltmayı planlıyor. Bütçe artışı özellikle 18–45 yaş aralığında ve A (üst gelir), B (üst-orta gelir) ve C1 (orta gelir) segmentlerinde daha belirgin. C2 (alt-orta gelir), D (alt gelir) ve E (en alt gelir) segmentlerinde bütçe kısıtlama eğilimi daha görünür olsa da, bu gruplarda dahi bütçesini artıranların oranı azaltanların üzerinde.
Orta bütçe segmenti güçleniyor
Yılbaşı hediyelerinde harcama dağılımı, tüketicinin temkinli ama vazgeçmeyen bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor. Katılımcıların yüzde 37'si 0 ila 2.000 TL, yüzde 30'u 2.001 ila 5.000 TL ve yüzde 17'si 5.001 ila 10.000 TL harcayacağını söylüyor.
Bu tabloya göre tüketicilerin yaklaşık yarısı, yılbaşı hediyeleri için 2.000–10.000 TL aralığında bir bütçe ayırmayı planlıyor. Yaklaşık yüzde 10'luk bir üst segment ise ağırlıklı olarak 25–45 yaş ve AB–C1 (üst, üst-orta ve orta gelir) gruplarında yoğunlaşıyor. Bu durum, yılbaşı döneminin premium ürünler için de anlamlı bir fırsat sunduğunu gösteriyor.
Fiyat/performans artık vazgeçilmez
Araştırmanın en net bulgularından biri, fiyat/performans dengesinin yılbaşı alışverişinde merkezi bir karar kriteri haline gelmiş olması. Katılımcıların yüzde 47'si fiyat/performans dengesini “çok belirleyici”, yüzde 29'u ise “belirleyici” olarak tanımlıyor. Toplamda tüketicilerin yüzde 76'sı, hediye seçiminde değer algısını karar sürecinin merkezine koyuyor. Bu yaklaşım, yaş ve sosyoekonomik statü fark etmeksizin yaygın biçimde görülüyor. Kadın tüketicilerde fiyat/performans hassasiyeti daha yüksek seyrediyor. Üst SES gruplarında bu yaklaşım bilinçli ve rasyonel bir tercih olarak şekillenirken, alt SES gruplarında daha çok zorunlu bir bütçe optimizasyonu refleksi olarak öne çıkıyor.
Duygular güçlü, zihin temkinli
Yılbaşı alışverişi yalnızca rasyonel değil, aynı zamanda güçlü bir duygusal deneyim olmaya devam ediyor. Katılımcıların yüzde 45'i yılbaşı alışverişine “heyecanlı ve coşkulu”, yüzde 29'u ise “kaygılı ama istekli” duygularla yaklaşıyor. Toplamda tüketicilerin yüzde 74'ü, yılbaşı alışverişine pozitif bir motivasyonla bakıyor. Ekonomik belirsizliklerin tüketici psikolojisini tamamen baskılamadığı; aksine alışveriş davranışını daha bilinçli ve kontrollü hale getirdiği görülüyor. Nostalji duygusu özellikle 35–45 yaş ve AB–C1 (üst, üst-orta ve orta gelir) segmentlerinde öne çıkarken, kayıtsızlık ve “sadece görev gibi” yaklaşımı sınırlı bir kesimi temsil ediyor.
Dijital kanallar artık ana akım
Araştırma sonuçları, yılbaşı hediyelerinde alışveriş kanalı tercihlerinin net biçimde dijitalleştiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 44'ü online alışveriş sitelerini, yüzde 11'i ise markaların kendi online sitelerini tercih ediyor. Buna göre tüketicilerin yüzde 55'i, yılbaşı alışverişini tamamen dijital kanallar üzerinden yapmayı planlıyor.
Fiziksel mağazalar önemini korumakla birlikte artık ikincil konumda. AVM'ler ve cadde mağazaları toplamda yüzde 38'lik bir paya sahip. Genç yaş gruplarında online kanallar açık ara öne çıkarken, 35–45 yaş grubunda dijital ve fiziksel alışverişin bir arada kullanıldığı hibrit bir yapı dikkat çekiyor. 55 yaş ve üzeri grupta ise fiziksel mağazalar görece daha güçlü bir konumda bulunuyor.
Banka kampanyalarında öncelik: Nakit akışı
Araştırma, banka kampanyalarında tüketicinin önceliğinin indirimden çok ödeme esnekliği olduğunu net biçimde ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 27'si ekstra taksit, yüzde 19'u faizsiz erteleme seçeneklerini öncelikli bulurken, yüzde 18'lik bir kesim banka kampanyalarının hiçbirinin kararını etkilemediğini belirtiyor. Toplamda tüketicilerin yaklaşık yüzde 46'sı, yılbaşı alışverişinde nakit akışını rahatlatan çözümleri fiyat indirimlerinden daha önemli görüyor. Bu durum, tüketici odağının “ne kadar indirim aldım” düşüncesinden çok “ödemeyi nasıl ve ne zaman yapacağım” noktasına kaydığını gösteriyor.
Hediye alışverişinin merkezinde aile var
Araştırma, yılbaşı hediyesinin bireysel bir harcamadan ziyade sosyal ve duygusal bir sorumluluk olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Aile, tüm sosyoekonomik segmentlerde açık ara en çok hediye alınan grup olarak öne çıkıyor. Eş veya sevgiliye hediye alma eğilimi özellikle 18–34 yaş aralığında ve kadın tüketicilerde daha güçlü. Çocuklara yönelik hediye alışverişi ise 35–45 yaş ve 55 yaş üzeri gruplarda belirginleşiyor. Bunun yanı sıra, “kendime hediye” yaklaşımı özellikle genç kadınlar arasında yükseliş gösteriyor. Bu tablo, yılbaşı hediyesinin Türkiye'de ilişki yönetimi ve duygusal bağ kurma aracı olarak konumlandığını ortaya koyuyor.
2026 finansal zihniyeti: Ne fren ne gaz
Araştırma, tüketicilerin 2026'ya girerken finansal pozisyonlarını uçlarda değil, orta ve kontrollü bir eksende tanımladığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 33'ü kendisini “dengede kalma modunda” konumlandırırken, yüzde 28'lik bir kesim “genişleme modunda” olduğunu ifade ediyor. Bu iki grubun toplamı, tüketicilerin yüzde 61'inin harcamadan tamamen vazgeçmediğini; ancak büyüme kararlarını ihtiyatlı bir çerçevede ele aldığını ortaya koyuyor.
Daha temkinli tarafta yer alan yüzde 18'lik kesim 2026'ya “sıkı yönetim modunda” girmeyi planlarken, yüzde 10'luk bir grup belirsizlik nedeniyle henüz net bir finansal plan oluşturamadığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 5'i ise kendisini “stratejik modda” tanımlıyor ve harcamadan çok yatırım, birikim ve uzun vadeli planlara odaklanıyor. Bu yaklaşım özellikle 35–45 yaş ve AB–C1 (üst, üst-orta ve orta gelir) segmentlerinde daha belirgin hale geliyor.
Genel tablo, 2026'ya girerken Türkiye'de tüketicinin ne frene bastığını ne de gaza yüklendiğini; kontrollü, ölçülü ve bilinçli bir finansal rota izlemeyi tercih ettiğini net biçimde ortaya koyuyor.
Araştırma sonucunu yorumlayan DORinsight Kıdemli Proje Müdürü Çağdaş Mert, şunları söyledi: “Araştırmamız, Türkiye'de tüketicinin harcamaktan vazgeçmediğini ancak harcama kararlarını artık çok daha bilinçli, kontrollü ve seçici bir şekilde yönettiğini gösteriyor. Yılbaşı hediyesi, yalnızca bir tüketim kalemi değil; aile, ilişkiler ve duygusal bağlar üzerinden anlam kazanan güçlü bir sosyal ritüel olmaya devam ediyor. 2026'ya girerken tüketici ne tamamen frene basıyor ne de kontrolsüz bir şekilde gaza yükleniyor. Baskın yaklaşım; duygusal motivasyonunu koruyan, ancak bütçe ve nakit akışını dikkatle yöneten temkinli bir denge arayışı. Bu tablo, markalar ve finans sektörü için agresif indirimlerden çok; değer, güven, kolaylık ve şeffaflık sunan çözümlerin öne çıkacağı bir döneme işaret ediyor.”
DORinsight tarafından 05–14 Kasım tarihleri arasında online anket (CAWI) yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmaya, Türkiye temsili 18 yaş ve üzeri, ABC1C2DE sosyo-ekonomik segmente mensup 1000 kişi katıldı.
