Saat: 11:05
Mubi, Almanya merkezli satış ve prodüksiyon firması The Match Factory'i bünyesine kattı.
Uluslararası film platformu MUBI, Almanya merkezli satış ve prodüksiyon firması The Match Factory’nin çoğunluk hissesini satın aldı. Berlin ve Köln’deki ofislerini muhafaza edecek olan The Match Factory, varlığını MUBI’nin Londra’daki genel merkezi ve New York ve Los Angeles’taki ofisleri aracılığıyla genişletecek. Anlaşma, hem satış firması The Match Factory’i hem de prodüksiyon kolu Match Factory Productions’ı kapsayacak.
The Match Factory’nin yönetim ekibi, Match Factory Productions aracılığıyla mevcut satış unvanlarını ve Lukas Dhont, Christian Petzold, Fatih Akın, Emin Alper, Andreas Dresen ve Marco Bellochio, Amat Escalante ve Joshua Oppenheimer’ın yeni filmleri dahil olmak üzere geliştirme aşamasındaki projelerini koruyarak şirketin operasyonlarını yönetmeye devam edecek.
MUBI’nin The Match Factory’i bünyesine katması uluslararası film sektörü için önemli bir gelişme olarak görülüyor. 2006 yılında kurulan The Match Factory, Waltz With Bashir, Toni Erdmann, Girl ve Palme d’Or ödüllü Uncle Boonmee Who Can Recall His Past Lives’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda uluslararası hitin satışını gerçekleştirmiş; genel müdür Michael Weber, 2013 yılında Viola Fugen ile birlikte Memoria, Never Gonna Snow Again, Martin Eden ve The Traitor gibi sanat filmleri üreten Match Factory Productions’ı kurmuştu.
MUBI’nin kurucusu ve CEO’su Efe Çakarel’in birleşmeye dair açıklaması şöyle oldu: “The Match Factory’nin uzun süreli ortaklarından biri olarak, Michael ve ekibine karşı büyük bir hayranlık ve saygı besliyoruz. Açık bir şekilde paylaştığımız, güzel sinemayı dünyanın dört bir yanındaki film severlere ulaştırmak hedefine ulaşmak için bize katılmaları hakkında daha heyecanlı olamazdık. MUBI ve The Match Factory birbirini tamamlıyor ve arkadaşlarımızla birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”
Michael Weber ise şu yorumlarda bulundu: “Ortaklarım Reinhard Brundig, Viola Fügen, Thania Dimitrakopoulou, Jenny Walendy ve merhum Karl Baumgartner ile birlikte The Match Factory yolculuğuna çıktığımda, film yapımcılarını ve onların hikâyelerini keşfetmeyi, onlarla çalışmayı ve en iyi çalışmalarının hayata geçmesine aracılık etmeyi hayal ettim. Bu yolculukta gerçekten yetenekli insanlarla, yaratıcı zihinlerle, cömert ruhlarla karşılaştım. Sinema, sürekli değişen ve genişleyen yaşayan bir ekosistem. Efe ve ekibi sinema için bizimle aynı vizyon ve tutkuyu paylaşıyor. Böylesine etkileyici, sürdürülebilir bir başarı hikâyesi yarattıkları için onlara hayranız. Güçlerimizin birleşimi, sinemanın geleceğini beslemek için yeni fırsatlar yaratacak.”
