Ferit Şahenk sessizliğini bozdu

Medyaloji.net » iş dünyası » Ferit Şahenk sessizliğini bozdu
Ferit Şahenk sessizliğini bozdu

Doğuş Grubu'nda son dönemde yaşanan gayrimenkul satışı ve işten çıkarmaların ardından gözlerin çevrildiği Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, sessizliğini bozdu.

 Ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiği konuşulan Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, sessizliğini bozdu. Doğuş Holding olarak borçlarını vadelediklerini belirten Şahenk, "Doğuş Holding’in kendi içinde yaptığını Türkiye Cumhuriyeti devleti yapıyor. Onun için bu orta vadeli planda da biz nasıl kendimize nakit akışı çıkarıp olayımızı görüyorsak, devlet de bunu yapıyor" diye konuştu.

Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk uzun süren sessizliğini bozdu. NTV’de yer alan habere göre; Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Uluslararası Bodrum Müzik Festivali için Bodrum'da bulunan bir grup gazeteciyle bir araya geldi ve gündemdeki soruları yanıtladı.

İşte Ferit Şahenk’in açıklamalarının satır başları:

KREDİLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Bir kere şunu gönül rahatlığıyla söyleyeyim. Sağ olsun Hüsnü Bey'in Hüsnü Akhan Doğuş Holding CEO’su oluşturduğu ekiple birlikte beraber çalıştığımız bankalarımıza (masanın da öbür tarafında zamanında oturduğumuz için ve ne istediklerini bileceğimiz için) hak hukuk çerçevesinde en doğru olan nakit akışlarını çıkarıp bir program sunduk.

Bunu daha onlar incelemeye almadan hassas analizleri yapılarak sunuldu, sonra bankalarımızla da detaya inildi. Tabii herkes dünyayı aynı şekilde görmeyebiliyor. Şu anda geldiğimiz noktada artık Hüsnü Bey bu olayı çok yeni bir aşamaya getirdi. Kısa zamanda en güzel biçimde bu olay ortadan kalkacak. Biz yeniden yapılandırma yapmıyoruz. Biz ne bir kesinti istiyoruz ne iskonto istiyoruz. Faiz piyasada neyse ona göre oluşmasına bakıyoruz. Kaldı ki, bütün bu söz konusu kredi portföyünün yapısını iki artı dört gibi, altı senelik olarak konuşuyoruz. İki yıl faiz ödemeli, dört yıl ana para artı faiz ödemelidir. Bütün bankalarımız, burada teminatsız olan bankalarımız da vardı, hepsi yüzde 150'ye yakın teminatlanmış da oluyorlar.

YILLARCA BİZ MASANIN ÖBÜR TARAFINDA OLDUK

Bunu bir köprü kredisi gibi görmek lazım. Biz değişik dönemleri yaşadık Türkiye'de. Bunlara alışığız. Ben son dönemdeki yapılan açıklamalar ve yapılan toplantılarda doğru kararların, mesela bu kredi kartlarıyla ilgili alınan kararların çok doğru olduğunu görüyorum.

Ekonominin belirli bir süre soğutulmasının, cari işlemler açığı olsun tasarruf anlamında yani aslında devletimiz de şu anda faiz dışı fazla verebilmesi için doğru önlemleri alıyor. Bizim bir kere bunların arkasında olmamız lazım. Kısmen belirli bir ölçekte şu anda Doğuş Holding'in kendi içinde yaptığını Türkiye Cumhuriyeti devleti yapıyor.

Onun için bu orta vadeli planda da biz nasıl kendimize nakit akışı çıkarıp olayımızı görüyorsak, devlet de bunu yapıyor. Burada güzel olan şey, bu orta vadeli planda bütün ekonomideki paydaşlara görevler düşmesiydi. Bunun parçası olabilmemiz, paylaşımcı olması çok önemli. Kısa vadede tabii ki bu mali politikaların, tasarruf demeyeyim de ticarette biraz baskısı olabilir. Ama rakamlar düzeldikçe, benim hiçbir endişem yok sermaye piyasalarıyla ilgili. Bono yatırımcısı, yabancı sabit getiriye yatırım yapan yatırımcılar belli fiyatlarda belli durumlarda muhakkak gelirler, Türkiye'de satın almaya başlarlar. Burada önemli olan, bu programın açıklanması ki, çok güçlü açıklanacağına ben inanıyorum. Bunun arkasında toplum olarak olmamız ve bunun uygulandığını piyasaya gösterdiğimiz zaman doğru reformlarla bu işin arkası rahat gelir. Çünkü Türkiye gibi inanın ki şu anda böyle fırsatları olan çok az ülke var. Bence Türkiye şu anda en ucuz dönemini yaşıyor. 2002, 2003'teki yaşadığımız bazı olaylara bakıyorsunuz, bugün Türkiye bankacılık sektörü çok daha güçlü. Biz yıllarca masanın öbür tarafını zamanında yaşadığımız için ekonomiye nasıl bakıldığını biliyoruz.

YATIRIMLARIMIZIN YÜZDE 81'İ MEMLEKETİMİZDE

Bakın Türkiye 80'lerden sonra çok açılmaya başladı. Bizim finans aleminde iş dünyasındaki problemlerimiz, yaptıklarımız, gelişmelerimiz çok sofistike hale geldi. Toplumun bunu görebilmesi, alışabilmesi bu tip olaylarda maalesef ilk olmak sıkıntı oluyor. Ama aslında bu Türkiye'nin ne kadar büyüdüğünü artık böyle problemleri görebildiğini gösteriyor. Ben bu anlamda hiçbir zaman üzülmedim. Tabii yanlış anlaşıldığımızı gördüğüm bir iki konu oldu, onlar beni üzmüştür. Yoksa biz her zaman bankalarımızla bizim de inandığımız, çünkü her zaman masanın karşısındaki insana siz doğru davranmanız lazım ki aynı davranış size yapılsın. Hiç gocunmadım. Biz devam ediyoruz, belli zamanlarda memleketimizde biraz da bu girişimciliğin gerektirdiği risk ve ilk hamle yapısını hep yaptığımız için yanlış anlaşıldık. Bizim dostlarımız bizim ne olduğumuzu bilir, memleketimize olan bağlılığımızı bilir. Kaldı ki 2005-2017 yılları arasında grubumuz, 9 milyar dolarlık yatırım yapmıştır. Bunun 8.6 milyar dolarını işlerimize, 400 milyon dolara yakınını da sosyal sorumluluk projelerine imza atmıştır. Yaptığımız yatırımların % 81'i memleketimizdedir. %19'u da demin bahsettiğimiz restoranlar olsun marinalar olsun yutdışınadır. Ben onlara finans sistemini ve dünya gerçeklerini biraz anlamaktan uzak düşen insanların yaptığı yorum olarak bakıyorum.

D.REAM BİR RÜYAYDI GERÇEK OLDU

Yurt dışında Türkiye'nin ismini benim hep “soft power” diye değerlendirdiğim şekilde öğretmeye başlayan bir konsept var. son dönemde birkaç markamızla, bu Nusret olsun Günaydın olsun, şimdi Rüya adlı yeni Türk lokantamız ile birlikte, bu konsepti yaşıyoruz. Türk ve Anadolu mutfağını en iyi şekilde yurt dışına anlatan bir grup haline geldik.

GALATAPORT EN GEÇ 2020'DE BİTECEK

Galataport inşallah hep beraber en geç 2020'nin Şubat'ı Mart'ı gibi tamamlanacak. Bir de dikkatinizi çekerim Galataport gibi bir projenin ödenmesi, kredilenmesinin yapıldığı zamanlara bakarsanız bu bizim biraz sorumluluğumuzu ve Türkiye'ye inancımızı da gösterir. Burada bir öz değerlilik vardı. Peninsula Grubu dünyanın en lüks ve en özel eski otel gruplarından bir tanesidir. İlk defa gayrimenkule ve araziye eş ortak olarak bu projeyi yapıyorlar. Bu aslında böyle bir grubun da Türkiye'ye gösterdiği çok büyük güvendir. Şahsen başkanları bilfiil uğraşıyor. Yüzde 50-50 ortağız. Peninsula Grubu yaklaşık 225 milyon euro koyuyor. 

YORUMLAR