25.04.2018 / 11:16

Halef R.  VAYIS

Evrensel değerlere karşı suç işlendiğinde…

Bir toplumda kimin model olacağını kontrol eden, toplumun davranışını da kontrol eder…
 
200 yıl kadar önce Napolyon Bonapart’ın deyişidir:
 
“Dünyanın çok acı çektiğini görüyorum. Ama bunun nedeni kötü insanların uyguladığı şiddet değil, iyi insanların suskunluğudur”.
 
Muhakkak ki, tarihteki başka figürler de benzer görüşlerde bulunmuşlardır.
Ancak, en azından Napolyon döneminden bu yana insanlık, kendi toplumsal acılarına ilaç olabilecek hususlarda, gıdım ileri gidememiş.
 
Gerçekte Napolyon da hiç masum değildir ya...
 
Tüketim anarşisinde yitip giden bugünkü insanın, ‘sahip olmak ve tüketmek, sonrasında daha fazlasına çabalamak ve yine tüketmek’ döngüsüne hapsolduğunu düşünürsek, günümüzde işler daha vahim.
 
Elde etme savaşıyla meşgulken…
 
Midesinden, hazzından, havasından, lüksünden, daha fazlasından ve başkasına üstünlük kurma çabasından başını kaldıramayan insan, iyi biri olsa da susmayıp ne yapacak?
 
Hele uyuşması için çeşitli zafiyetler yaratan yemlerle birçok tuzağa maruz bırakılırken…
 
Ucu kendine dokunmadıktan sonra zulmün, kavganın ve savaşın önemi yok hükmünde onun için.
 
Kim, kimle ne yaparsa yapsın…
 
“Hissetmediğimiz yaraları iyileştiremeyiz.” demiş S.R.Smalley.
 
Bu durumda, yaralarımızla yaşamak mecburiyetindeyiz galiba.
 
Hissedene dek…
 
 
“Bir toplumda kimin model olacağını kontrol eden, toplum davranışını da kontrol eder.”
 
Gelişim Psikoloğu Lawrence Kohlberg, insanların ahlaki gelişiminin aşamalardan geçtiğini söylüyor. Ona göre birinci aşamada insanlar cezadan kaçmak ya da ödül almak için belli davranışları gerçekleştirir.
 
Kurallar kesindir, sorgulanamaz.
 
Ya uyarsın ya da cezalandırılırsın. Bu düşük seviye davranış biçimi daha çok yetişkinler tarafından çocuklara uygulansa da, gelişimleri bu düzeyde kalmış erişkinler de az değildir.
 
Diğer bir aşamada, karşılık alma talebi ve kişinin ihtiyaçları ön plandadır. Rüşvet karşılığında insanların hakkını yemek, kendi durumu zarar görmesin diye bir suçu görmezden gelmek gibi…
 
Sonraki aşamalar ise sırasıyla; toplumda iyi vatandaş olarak bilinmek için belli davranışları yerine getirmek ve otoriteye saygı duyarak kanunlara ve toplumsal kurallara uymak...
 
Kohlberg’e göre ahlaki gelişimin son noktası, insanın evrensel etik değerleri benimsemesidir.
 
Evrensel etik değerler; yalan söylememek, aldatmamak, dürüst olmak, çocuk ve yaşlı hakları, hümanizm, hayvanları korumak, çevreyi korumak gibi, tartışmasız tüm dinlerden ve coğrafyalardan insanların benimseyeceği üst değerlerdir.
 
Son aşamaya ulaşmış insanlar, evrensel değerlere karşı suç işlendiğinde tepki verirler.
 
Diğerleri ise korkudan, çıkarlarına uymadığı ya da otoriteye karşı gelemediklerinden tepki veremezler.
 
Ünlü Sosyal-Bilişsel Psikolog Albert Bandura “bir toplumda kimin model olacağını kontrol eden, toplumun davranışını kontrol ediyor demektir” der.
 
Özetle; evrensel etik prensipleri olan, yani ahlaki gelişimleri üst düzey insanlar topluma model olarak tanıtılırsa, toplumsal değişim de bu yönde gelişir.
 
Ya da aksi yönde…
 
 
 
 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Bozukluk gören gözde… - 24.04.2024
>> Medyada gündem belirleme… - 17.04.2024
>> Gerçekliği görme yeteneğini yitiriyor muyuz? - 03.04.2024
>> Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz… - 27.03.2024
>> Çalıştıkça fakirleşmek (working poor)… - 20.03.2024
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar