Tekfen Holding kurucusu Feyyaz Berker vefat etti

Medyaloji.net » medya » Tekfen Holding kurucusu Feyyaz Berker vefat etti
Tekfen Holding kurucusu Feyyaz Berker vefat etti

Tekfen Holding ve TÜSİAD kurucularından ünlü iş adamı Feyyaz Berker, bugün hayata gözlerini yumdu.

 Tekfen Holding’in kurucularından ünlü işadamı Feyyaz Berker dün gece yaşamını yitirdi. TÜSİAD Kurucu Yönetim Kurulu ve Yüksek İstişare Konsey Başkanlığı da yapan Berker, dünyadaki en büyük 225 müteahhit firma arasinda yılda 1 milyar doları aşkın kontrat miktarıyla 2012 yılında 88. olmuştu. Feyyaz Berker, kurucusu olduğu Tekfen Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden 2014 yılında sağlık sorunlarını gerekçe göstererek ayrılmıştı.

Berker’in cenaze törenine ilişkin ilerleyen saatlerde açıklama yapılacağı bildirildi.

CEM UZAN’IN DA KAYINPEDERİYDİ

Feyyaz Berker, ünlü işadamlarından Cem Uzan’ın da kayınpederiydi. Cem Uzan ilk evliliğini Feyyaz Berker’in kızı Şebnem Berker’le yapmıştı. Cem Uzan ve Şebnem Berker’in bu evlilikten Sinan Kemal ve Dilara Gizem adında 2 çocukları var.

FEYYAT BERKER KİMDİR?
İşte Feyyaz Berker'in kurucusu olduğu Tekfen Holding'in sitesinde yer alan hayat hikayesi... Feyyaz Berker, 7 Ekim 1925'te Mersin'de, Muhtar Berker'in oğlu olarak dünyaya geldi. İlkokulu Mersin'de, İleri İlkokulu'nda okudu. Babası çok değerli bir göz doktoruydu. Milli mücadele yıllarında, tek bir sağlık ocağı bile bulunmayan kentte yaralı askerlerin bakımlarını sağlayabilmek için kurulan 10 yataklı hastanenin ilaç ve levazımlarını o temin etmişti. Muhtar Berker, oğlunun da kendisi gibi bir doktor olmasını arzu ediyordu. Ancak Feyyaz Berker, doktorluk mesleğine çok saygı duymasına rağmen, kariyerini başka bir alanda yapması gerektiğine karar vermişti. Mersin'de geçirdiği yıllarda Feyyaz Berker'in en önemli anılarından biri Atatürk'ün kenti ziyaret edişiydi. İlk ziyarette Feyyaz Berker'in yaşının çok küçük oluşu, 20 Mayıs 1938 yılındaki ziyarette ise hastalığı nedeniyle Atatürk'ün Mersin'de çok fazla kalamamış olması nedeniyle hiç karşılaşamadılar. Ancak yine de bu ziyaretler, Feyyaz Berker'in Atatürk'e duyduğu büyük sevgi ve saygısının temelini oluşturmaktadır.

Feyyaz Berker ilkokulu bitirdikten sonra eğitimine Tarsus'taki Amerikan Koleji'nde devam etti. Özgürlükçü ve kişisel gelişimi destekleyen Amerikan eğitim sistemiyle ilk burada tanıştı. 1939'da babasının VI. Dönem seçimlerinde İçel milletvekili seçilmesi üzerine ailesiyle birlikte Ankara'ya taşındı. Bu sebeple Tarsus Amerikan Koleji'nden ayrılmak zorunda kalan Feyyaz Berker, ailesi tarafından 1939 sonbaharında, İngilizce eğitimine de devam edebilmesi için İstanbul'daki Robert Kolej'e yatılı olarak gönderildi. Feyyaz Berker'in kendi ifadesiyle, Robert Kolej'de geçirdiği yıllar geleceğini biçimlendirmede çok önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'ndan kaynaklanan pek çok sıkıntı okuldaki hayatı olumsuz etkilese de, Berker buradaki öğrenciliğine başarıyla devam etti. II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye, savaşa katılmamasına rağmen, pek çok ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya kaldı. Devlet gelirlerinin önemli bir kısmı gelebilecek bir tehdide karşı hazırlıklı olmak için askeri savunmaya ayrıldı. Ayrıca askere alımlar nedeniyle tarım üretimi de önemli oranda azaldı.

Bu yıllarda 1942 yılındaki unutulmaz karne uygulaması, buğday tüketiminin kontrol altına alınmasını amaçlıyordu. Ayrıca, yine bu yılların akıllarda yer eden diğer simgesi geceleri şehirleri karanlığa boğan karartma uygulamasıdır. Robert Kolej yetkilileri bu gibi zorlukları önceden tahmin ettiğinden, bol miktarda yiyecek ve kömür stoku yapmıştı. Aldıkları tedbirler sayesinde kolejde, Berker'in öğrenci olduğu 1939-1946 yılları arasında eğitim hiçbir şekilde kesintiye uğramadı. Feyyaz Berker ilk kez Tarsus Amerikan Koleji'nde tanıştığı, Amerikan okullarına özgü 'özgürlükçü disiplin' ve 'ders dışı sosyal aktiviteler' gibi kavramları Robert Kolej'de de buldu. Robert Kolej'in eğitim disiplini, öğrencilerine özgür düşünmeyi ve fikirlerini açıkça söylemeyi öğretiyordu. Feyyaz Berker'e göre Türkiye'nin gelişmesini ve ilerlemesini sağlayacak ortam, bireysel yaratıcılığa ve çok yönlü düşünme yeteneğine izin veren bu özgürlükçü ortamdı.

YORUMLAR