Faruk Bildirici'den medyaya çağrı

Medyaloji.net » medya » Faruk Bildirici'den medyaya çağrı
Faruk Bildirici'den medyaya çağrı

Hürriyet gazetesinin okur temsilcisi Faruk Bildirici, "tecavüz" haberlerinde olayın "istismar" olarak verilmesine itiraz etti.

Son dönemde taciz ve tecavüz haberleri sık sık gündeme geliyor...

Son olarak Ankara Haymana'da yurtta kalan 100'e yakın çocuğun başına gelenlerde olduğu gibi...

Ancak medyada haberler artık genellikle "tecavüz" şeklinde değil de "istismar" şeklinde veriliyor...

Hürriyet Gazetesi Ombudsmanı Faruk Bildirici, sosyal medyada başlayan "tecavüze tecavüz deyin, istismar diyerek suçu hafifletmeyin halkın gözünde" tartışmasına katıldı...

"İstismar" olarak verilen haberlerden yola çıkan Bildirici, "Bu çocuk, sarkıntılığa mı muhatap olmuş, taciz mi edilmiş, tecavüze mi uğramış, orası belirsiz. “Cinsel istismar” kavramı, cinsel saldırı suçlarının tümünü kapsıyor" dedi.

Medaya "tecavüze tecavüz deyin" çağrısı yaptı...

İşte Bildirici'nin o yazısı:

TECAVÜZÜ HAFİFLETMEYELİM...

Gazeteci Cenk Başlamış, Twitter’da gazetecilik eleştirisinde bulunmuştu: “Medyada son zamanlarda yeni bir moda çıktı, ‘tecavüz’ yerine ‘istismar’ ya da ‘taciz’ deniliyor, suç hafifmiş gibi gösteriliyor.”

Aslında taciz-tecavüz haberlerindeki üslup değişimi bir süredir benim de dikkatimi çekiyordu. Başlamış’ın bu eleştirisini görünce konuyu incelemeye karar verdim. Çok uzun boylu gazete taramaya da gerek kalmadı; Hürriyet’te 3 Şubat’ta üçüncü sayfada yayınlanan “ ‘Saygın tutum’lu istismarcı” haberi somut bir örnek olarak karşıma çıktı. Bu haberde Diyarbakır’da yaşayan 14 yaşındaki bir lise öğrencisinin cinsel istismara uğradığı anlatılıyordu. Olayla ilgili olarak “... Burada kapıyı kilitleyerek mağdur N.S.’ye cinsel istismarda bulundu” bilgisi veriliyordu.

Bu çocuk, kapalı kapının ardında sarkıntılığa mı muhatap olmuş, taciz mi edilmiş, tecavüze mi uğramış, orası belirsiz. “Cinsel istismar” kavramı, cinsel saldırı suçlarının tümünü kapsıyor. Türk Ceza Yasası’nda “cinsel istismar” başlığı altında bu suçların hepsi sayılıyor. Eskiden Türk Ceza Yasası’nda “tecavüz” kavramı vardı; yeni düzenlemede “tecavüz” sözcüğü doğrudan kullanılmıyor, onun yerine “cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda” tanımı yapılıyor.

“Tecavüz” sözcüğünün yasadan çıkarılmış olması biz gazetecileri bağlamamalı. Çünkü mahkemeler bir suçu “cinsel istismar” başlığı altında değerlendirirken sarkıntılık, taciz, tecavüz olup olmadığına bakarak karar veriyor; dosyadan ayrıntılı bilgi alıyor.

Ama biz “cinsel istismar” diye yazdığımız zaman okurlar, o cinsel saldırının niteliği ile ilgili bilgi sahibi olma imkânı bulamıyor. Öyle olunca da bir tecavüzü, sarkıntılık ya da taciz olarak sunmuş oluyoruz okura. Ağır bir insanlık suçunu hafif gösteriyoruz böylece.

Bu sorunun asıl çözümü bu tür haberlerin kaynağında düzgün yazılması. Muhabirlerin, polis ya da savcıların sözcükleriyle yetinmek yerine suçun niteliğini öğrenerek habere koyması şart. Muhabir yanlış yazmışsa da editörler de olduğu gibi kullanmak yerine düzeltmeli, eksiğini tamamlamalı.

Dili yanlış kullanmanın sonuçları önceden kestirilemeyecek kadar ağırdır. İzmir’de geçen hafta yapılan “Ayrımcılıkla mücadele ve haberleştirme çalıştayı”nda konuşan akademisyen Mahmut Çınar’ın dediği gibi, “Dil masum değildir. Masum olmadığı kadar da dönüştürücüdür”. Gazetecilerin, dilin bu dönüştürücü gücünün farkında olması şart... 

YORUMLAR