Neslihan KABAOĞLU

n.kabaoglu@medyaloji.net
13.03.2015 / 10:29

Neslihan KABAOĞLU

Geride ne bırakabiliyoruz...

Bunu düşünecek yaşa geldim sanırım. Çocuk sahibi olmanın çok özel bir şey olduğunu, onları iyi yetiştirdiğimde zaten geriye çok kıymetli bir şey bırakacağımı düşünürdüm.

Müzeyyen Senar’ın vefatıyla, bunu yeniden düşünmeye başladım. Yok, ölüme yaklaşmadım henüz, kendimi öyle hissetmiyorum, yazması bile soğuk geliyor hala. Ama insan sorgulamalı bazen değil mi?

Müzeyyen Senar; bir kadın, bir anne, bir sanatçı, bir dost, bir öğretmen, hepsinden önemlisi bir “insan” idi. Elbette birebir tanışıklığım yok kendisiyle ama hayattaki duruşunu, dostlarının anlattıklarını takip ettiğimde, bu sonucu alabiliyorum.

Hastalığının ilerlemesi bile ne çok insanı üzmüştü ki vefatı, milyonların üzülmesine sebep oldu.

Televizyonlardaki vefat haberlerinde yoğun olarak “maziye bir bakıver, neler neler bıraktık” eseri çalıyordu. Çok sevdiğim bir şarkıydı ama o gün çok daha anlamlı oldu benim için. İnsan bu dünyadan göçüp gittiğinde, mazisinde ne bırakıyor, yaşarken, hele de bu koşturmacanın içinde, bunu düşünebiliyor muyuz?

Kısa bir süre sonra da maalesef Yaşar Kemal ayrıldı aramızdan. Benim için çok önemli bir yazardır, çünkü kitap okumayı onun kitaplarıyla sevmiştim. Eminim bir çok insanın Yaşar Kemal ile ilgili bir duygusu vardır.

Aramızdan ayrıldığında, tanıdığı tanımadığı ne çok insan üzüldü. Kalabalık bir topluluk uğurladı O’nu İstanbul’da. Tıpkı söylediği gibi, bu evrende kapladığı yeri gösterdi bize “İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar”...

Uzaklardan gelen iyi yürekli insan haberi...

Son zamanlarda da Avustralya’da yaşayan, iyi yürekli bir insanın daha haberini okuduk. Avustralya’nın en yaşlı adamı olan 109 yaşındaki Alfred Date, “ben artık yaşlandım, kenara çekileyim” dememiş ve 108 yaşında, penguenlere kazak örmesi için gelen talebi geri çevirmemiş.

Penguenler petrol sızıntısından etkilenmesin diye, Philip Adası Penguen Vakfı, penguenlerin kazak giymesinin faydalı olacağını düşünmüş. Ve orada yaşayanlardan yardım istemiş. İşte kahramanımızın penguenlere kazak örme hikayesi de böylelikle başlamış. Alfred Date ile bu konuda röportaj da yapılmış ve şunları söylemiş: Hata yapmamaya çalışıyorum ve hata yaparsam kendimi affetmiyorum. Ama sanırım, yaşamın normal süresinin ötesine geçmiş birinin kusuruna bakılmaz.

109 yaşındaki bu insan, uzun ömrü boyunca neler yaşamış bilmiyorum. Ama belki de ömrünün son yıllarında, tüm çabasını ve yüreğini ortaya koyması, hiç de azımsanacak bir şey değil.

Geriye ne bırakacağız diye düşünmeye başlamak için çok geç değil... Umarım, bunun için uzun bir ömür yaşarız.. Ya da böyle iyi yürekli insanlar çok yaşasın, çok yaşasın ki daha çok şey bırakabilsin dünyaya.

Kimi bir kitap, kimi bir penguen kazağı, ne fark eder?

n.kabaoglu@medyaloji.net 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Dijital Medya’da marka takibi nasıl kurgulanır? - 22.12.2023
>> Medyada Deepfake tartışması - 07.04.2021
>> Medyada yeni bir soluk: Oksijen - 21.01.2021
>> Veriler asla uyumaz! - 02.10.2020
>> NO ON Coca Cola’yı geçti - 28.08.2020
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar