26.01.2015 / 15:26

Hüseyin MOVİT

Genç Medyacılara Yol Haritası (232-2)

Medyaloji yazarı ve Türkçe Gönüllüleri- Dil İzleme Grubu Kurucu Başkanı / Eleştirmen Hüseyin Movit, medyada dilin hatalı kullanımı ile ilgili hataları sizlerle buluşturmaya devam ediyor.

DAKİKA BİR GOL BİR

Uzman aşırmacımız çakma bir kitap daha yazmış. Kitabın sunuş yazılarını Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile Prof. Dr. Sefa Saygılı yazmış. Sayın profesörlere aşırmalar (ve diğer eleştiriler, başta "Ham hum şaralop" olmak üzere) gönderildikçe bakalım Sırrı efendiyi nasıl tebrik edecekler, nasıl?

Umarım bundan sonra ön söz yazarken yoğurdu derin dondurucudan alıp yerler..

Aşırmacının "Topluluk Önünde Etkili Konuşma Teknikleri" (Hayat Yayınları) adlı kitabının ön sözü bile tamamı çalıntı cümlelerle başlıyor...Köftehor, her zaman yaptığı gibi madene
(mustafacungil.wordpress.com) dalmış ve ha babam de babam yürütmüş, yazının bazı yerlerini değiştirerek (Değişiklikler parantez içinde kırmızı ile gösterilmiştir...)

"12. Topluluk önünde nasıl konuşurum? (Numara ve başlık silinmiş?)
Kendini yeterince iyi ifade edebilmek, insanların büyük çoğunluğunun eksikliğini hissettiği bir konudur. Özellikle bir topluluk önünde ya da tanımadığı kişiler önünde bunu yapmak, bazı insanlar için korkutucudur. Sahne kimi insan için vahşi bir aslanla baş başa kalmaktan farksız bir korku kaynağıdır. ("'Arenaya, aç aslanlar önüne atılmış' hissinden farksız bir korku kaynağıdır.)
Ama (Kelime silinmiş) topluluk önünde kendimizi iyi ifade edebilmek, hayatta pek çok kazanımımız için de son derece önemlidir.
Bakalım bu konuda nasıl bir yol izlenebilir? (takip edilebilir?)

 

UYANIKLAR YAZIMI OKUMASIN

Sırrı Er, yazıları aşırdığı yetmiyormuş gibi özgün yazılara tecavüz de ediyor!

Millet emek vermiş, araştırmış, düşünmüş taşınmış, saatlerce mesai harcamış ne gam. Hiç çekinmeden ha babam de babam kes yapıştır, kes yapıştır...

Köftehor, girmiş "wowturkey.com" sitesine, oradan Mert Ateşdağlı'nın yazısından dört paragraf aşırmış ve "www.yazete.com"a, "Yabancı dil bilmek güzel ama..." başlığıyla yapıştırıvermiş. (28.01.2013).
Yapıştırmış yapıştırmasına da enselenmemek için bazı kelimeleri değiştirivermiş.

Aşağıdaki metinde kırmızı harflerle belirtilen kelimeler köftehor tarafından yazılmış!

"Yabancı bir cismin, sözgelimi (SÖZ GELİMİ) bir metalin, insan vücudunda eriyip o bünyeye karışması ne kadar olanaksızsa (İMKÂNSIZSA); farklı kökenden dillerle Türkçe’nin zenginleştirilmesi de o derece olanaksızdır (İMKÂNSIZDIR).

İngilizce’yi Batılılaşmanın gereği sayanlar temel eğitimde, hatta anaokullarında belki daha da önce İngilizce öğretmeyi doğal ve gerekli bulup alkışlamaktadırlar.

Oysa çocuğun beyninde temel kavramlar anadille oluşur. Bu süreçte anadilin kullanımını kısıtlar ya da pek çok kez yaptığınız gibi yasaklarsanız; algılamaktan (İDRAKTEN), düşünmekten (KELİME SİLİNMİŞ) yoksun ("MAHRUM" YAZAMA MIŞ) kuşaklar yetiştirirsiniz. Dilin yığınları toplum yapan, insanları bir arada yaşatan en büyük etken olduğunu görmezden gelmiş olursunuz.

Başka bir söyleyişle, anadilinin bilim ve düşünce aktarımında ve üretiminde eğitimciye sağlayacağı kolaylığı hiçbir yabancı dil, ana dili kadar sağlayamaz. Durum öğrenci açısından da aynıdır. Ayna, eğitimin yalnızca bilgi aktarıcılığı olmadığını; kişilik, ulusal (MİLLÎ) ve evrensel ("CİHANŞÜMUL" YAZAMAMIŞ) değerler kazandırma süreci olduğu da dikkate alınacak olursa eğitimde anadili kullanımının önemi inkar edilemez. Bilimi getireceği sanılan yabancı dil, o dilin kültürünü de beraberinde getirmektedir. Bu durum, bizi kendi kültürümüze yabancılaşma sorunuyla (MESELESİYLE) yüz yüze bırakmaktadır. Dil, kültürü oluşturan en önemli öğelerden (UNSURLARINDAN) biridir. Daha da önemlisi dil bir ulusu (MİLLETİ) oluşturan ve ulusallığı (MİLLİLİĞİ) sağlayan temel taşlardan biridir. Kültür öğelerinin (UNSURLARININ) en önemlisi olması nedeniyle (SEBEBİYLE) ana dili kültürün ve ulusun temelinde yer alır.

Amerikan İngilizce’sinin etkisi altındaki Türkçe’nin durumunu; aynı etki altında bulunan Fransızca, Almanca vb. dillerle özdeş görmek doğru olmaz. Yüzyıllardır bu dillerle ürün verilip bu diller geliştirilirken Türkçe bütün tarihi boyunca hor görülmüş, bilim ve felsefe yapmaya layık bulunmamıştır. Bu günde üniversitelerimizin çoğunda bilimsel çalışmalar İngilizce yapılmaktadır. Kaldı ki İngilizce’nin aynı kökten geldiği bir başka batı diline etkisi,yalnızca söylenişte sorun yaratırken; Türkçe’de sessel olandan çok daha derine inen etkiler oluşturur, Türkçe’nin sözcük (KELİME) yapısını bozar, söz dizimi kurallarını altüst (ALT ÜST) eder, başka bir deyişle varlığına kasteder (KAST EDER)."

İster misiniz Sırrı Er'in tepesi atsın ve bundan sonra yazılarına, "UYANIKLAR YAZILARIMI OKUMASIN" başlığını koysun.

KÖFTEHORA VE MUHİPLERİNE: AŞIRMACILAR ELİMİZDEN KURTULAMAZ.


NE ALAKASI VARSA?

Uzman aşırmacı Sırrı Er bu kez faka basmış. Hitabetle ilgili bir bölümü "isletmeiktisadi.istanbul.edu.tr"den aşırmışken, devamında birdenbire olmayan bir "tarihî gün"den bahsederek, "Nihayet konuşmanıza üç hafta vardır. Rahatlamak istersiniz. Ancak konuşma günü yaklaştıkça heyeecan ve sinirlilik tekrar geri gelir." diye bir cümle kuruyor. (Topluluk Önünde Etkili Konuşma Teknikleri-Hayat Yayınlar, s. 48)

Cümleyi okuyan kişi, "Hoppala bu üç hafta da nereden çıktı, nerenizden uyduruyorsunuz?" demez mi?
Aynı soruyu biz de soralım ve bekleyelim.
16 yıldır sorularımıza tek kelimeyle bile cevap veremeyen "korkak aşırmacı" bakalım ne cevap verecek.
Cevap vermek için yürek ister yürek.

SİPARİŞLE AŞK YAŞAMAK İSTEYEN DÜRDANE

Fıldır fıldır gözleriyle FOX ekranının yeni gözdesi (!) üç çocuklu laf ebesi Dürdane, "Bugüne kadar aşk yaşamadım, bu yaştan sonra aşk yaşamak istiyorum" diye feryat ediyor.

Aşkı, kendinden 16 yaş genç birinin vereceğini sanıyor
Aşkın ısmarlama bir şey olmadığını, istekle gelmeyeceğini yine arzuyla yok olmayacağını bu yaştan (46) sonra haspaya anlatmak pek zor.
Aşkın irade dışı (gayriiradi) olduğunu bu kadına kim anlatacak. Anlatılsa da anlayacağı meçhul.

Daha önceki denemesinde yalanlarla/dolanlarla ekrana gelen Dürdane'nin işi kolay değil...

Stüdyoda kendisine muhalif olanlara inat, kendisnden 16 yaş hüçük ve hiç evlenmemiş birine üç çocukla gitmek nasıl olurmuş, bekleyip göreceğiz...

AYÇA DİYE BİRİ

Esra Erol'u bile "İnsafsızca yorumluyorsun" dedirten dullardan Ayça, ikide birde çocuk sevgisinden bahseder, bahseder bahsetmesine de dokuz yaşındaki çocuğunu babaannesine ya da başkasına bırakarak saatlerce ekranda boy gösteriyor, tam dört yıldır.

Eline mikrofonu almak için gösterdiği telaşı görmeyin, tam bir telaşe memuru gibi. Kendi kendini TNT TV'deki Cemal Abi sanıyor. Locadaki adayları, konuk seyircileri ve ekran başındakileri çıldırtmak âdeta asli görevi.(Esra Erol'la, FOX TV, 23.01.2015)

Doğurduğu yavrusu 20 günlükken elinden alınan halim selim ve gariban bir kadına (kadıncağızın başından geçenleri öğrenmeden) vicdansızca hücum etmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Son numarası da kendini savunamayacak duruma düşünce, stüdyoyu terkedip gitmek oldu.

Hiç merak etmeyin, onda bu ekran aşermesi/merakı varken Pazartesi günü (26.01.2015) süklüm püklüm stüdyoya döner ya da teklif aldığı sepetlenenlerin buluştuğu başka bir kanala (Mesela Uğur Aslan'a) yelken açar.

GASBETMEK NE DEMEK?

Müge Anlı, uyarılara kulak asmıyor ve insanların gasbedildiğinden bahsediyor: "Adam sizi gasbetmiş", "Gasbedilen adamın bırakıldığını görmedim" (atv, 22.01.2015/10.49)
İnsanların değil nesnelerin gasbedileceğini yaza yaza/anlata anlata bir hâl olduk. Müge Anlı'nın Türkçeye özen göstermek gibi bir merakı yıllardır olmamış. Olsa da bu yaştan sonra; ört ki ölem...
Gaspçılardan bahsederken kişiler için "Bunlar nasıl hırsız?" demesin mi?
Önce gaspçı, sonra hırsız!!!

MÜGECE

Müge Anlı, atv, 17.02.2014/10.22: "Kendi bunu söyleyen yeğeni."
Tercümesi: Bunu söyleyen kendinin yeğeni."

MÜGECE

Müge Anlı, atv, 31.03.2014/10.08: "Soner Bey o doğru bize cevap verin."
Tercümesi: "oner Bey biz doğru cevap verin."

MÜGECE

Müge Anlı, atv, 27.01.2014/11.17: "Arabasında çantasını unutturan şoför."
Tercümesi: "Arabasında çantasını unutan soför."

BUGÜN TÜRKÇE İÇİN NE YAPTINIZ?
Not: Eleştirilen kişiler, cevap hakkını kullanabilirler...

Saygılarımla,
Hüseyin Movit
Türkçe Gönüllüleri-Dil İzleme Grubu Kurucu Başkanı/Eleştirmen
www.ignelifici.com
www.delikanlisozluk.com  

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Genç Medyacılara Yol Haritası - 14.09.2021
>> Genç Medyacılara Yol Haritası - 01.09.2021
>> "SOMUN" DİYEMEYEN TRT SPİKERİ - 23.08.2021
>> KISA KISA - 17.08.2021
>> "SÖZDE" KELİMESİ KULLANILMALI MIDIR? - 01.05.2021
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Milyonlarca sinek yanılıyor olamaz…
Tüm Yazarlar