Can sıkıntısı…
Yavaş akan zaman, kendi zihinleriyle barışık olmayan insanlar için bir işkenceye dönüşebilir. Can sıkıntısını iş, eğlence ya da alışkanlıklarınızın yerine koymaya çalışmayın. Her boş anınızda bir ekrana sarılmayın…
Canım sıkılıyor!
Akıllı telefonlar hayatımıza girdi, bunu söyleyenlerin sayısı azaldı.
Yeni teknolojiler can sıkıntılarını yenmek için her türlü imkanı sunuyor çünkü.
Öylesine kapsamlı ve zengin sunuyor ki hatta, artık kendi başımıza bir şeyler düşünme devri bitti bile denebilir.
Akıllı telefonlarımız var ya, canımız sıkılmaz artık…
Manipule etmeye yönelik binlerce haber, bilgi, reklam, iletişim uygulaması, video, eğlence bizi bekliyor.
Keşke can sıkıntısı kalsa mıydı ne...
Böylece zihnimiz biraz nefes alır, enformasyon bombardımanından kısa süreliğine de olsa kurtulur, etraf ve dünya hakkında düşünmek için fırsat oluşurdu belki…
Belki de özleriz can sıkıntısını…
Can sıkıntısı, özgür zihnin son ayrıcalığıdır…
The Guardian’da yayınlanan bir makaleden…
Sıkıldığınızda, zaman yavaş akar.
Yavaş akan zaman, kendi zihinleriyle barışık olmayan insanlar için bir işkenceye dönüşebilir. Can sıkıntısını öğrenmek, işte bu nedenle çok önemli…
Bu yüzden, güzellik, keyif, rahatlık ve tüm geçici yarar sağlayan hisler tarafından dokunulmamış bu yoğun zaman deneyimine eğilin. Zihninizin can sıkıntısına nasıl tepki verdiğini, sıkıldığınızda ne hissedip, ne düşündüğünüzü gözlemleyin.
Bu meta-düşünce formu, can sıkıntınızla baş etmenize, kendinizi ve dünyayı öğrenmenize yardımcı olabilir.
Can sıkıntısını iş, eğlence ya da alışkanlıklarınızın yerine koymaya çalışmayın. Her boş anınızda bir ekrana sarılmayın.
Can sıkıntısı, özgür zihnin son ayrıcalığıdır.
Can sıkıntısı size bir şey söylediğinde ona güvenin. Ondan kaçmak yerine, onun lafına kulak verin. Sizi kendinize karşı dürüst tutacaktır.
Bir şeyin sizi neden sıktığını düşünmek yararlı olabilir. Yepyeni bir bakış açısı kazanırsınız.
Can sıkıntınıza tutunun. Sizi sıkan şeyleri düşündüğünüzde zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyeceksiniz.
