Neslihan KABAOĞLU

n.kabaoglu@medyaloji.net
16.06.2017 / 11:45

Neslihan KABAOĞLU

Bir çocuk kolay yetişmiyor!…

Babalar günü reklamlarını incelerken, bir babanın ve bir annenin çocuğunu nasıl da pamuklara sararak büyüttüğünü düşündüm. Ve üstüne minik Ceylin’in üzücü haberi geldi. Nasıl güzel bakıyor, nasıl da güzel gülüyor, bu gülüşü söndürmenin sebebi ne olabilir ki?

Dokunmayın kızlarımıza, dokunmayın hiçbir çocuğa! Kızlarımıza iyi bakmalı, el üstünde tutmalıyız ve hatta yeni nesillerin onlarla var olacağını unutmamalıyız, öyle değil mi? Klişe sözler gibi geliyor ama bunlar gerçeğin ta kendisi…

Şu sıralar sosyal medyada da çokça paylaşılan, Uzman Psikolojik Danışman Alaaddin Debgici’nin bir yazısını, olduğu gibi, paylaşmak istiyorum… Bir “kız çocuğu babası” ile empati kurulabilecek, nokta atışı bir yazı:

Bir babasın. Düşün şimdi… Sevmişsin, evlenmişsin. Sonra tıpkı annesi gibi güzel bir kızın olmuş. Onu da çok sevmişsin. Hem de deliler gibi. Gece gündüz dememişsin başında nöbet tutmuşsun. Ateşi yükseldiğinde, senin de ateşin yükselmiş. Gözyaşlarını silmişsin. Kendi hayallerinden vazgeçmişsin, onun hayallerini süslemişsin. Sevmişsin onu. Yalandan değil. O kadar çok sevmişsin ki, canı yansa senin de canın yanmış. Sonra daha 10 yaşına girmeden “başıma en kötü ne gelebilir” diye düşünürken bile aklına gelmeyen, en felaket senaryoları bile kurarken düşünemediğin, korku filmlerinde bile konu olmayan şeyleri yaşamış o küçücük gözleriyle. Gözleri seni aramış. Korku dolu gözlerle babam nerede diye bakmış etrafa. Hani “Ben yanındayım kızım, korkma” diye yanında yatardın ya.

İşte o sözü hatırlamış, bakmış ama görememiş seni. Anne kurtar beni diye çığlık atmış sonra. Ve sen o an onun yanında olamamışsın. Çırpınmış, ağlamış, tırnaklarıyla yeri kazımış ama sen bir türlü gelmemişsin. Sonra mı…. Sonrayı da yazmayayım artık. Bir kız babası olarak tüm bunları yaşadığını düşün. Sonra küçücük çocuğunun öldürüldüğünü öğren… Hem de senin gelip onu kurtarmanı beklerken…Şimdi içimizde ne hissediyorsak rahatlayalım. Çünkü bunu yaşamıyorsunuz. Bu sadece bir yazı. Ama Türkiye’de birçok baba ve anne bunu yaşıyor. Biz mi, biz sadece haberleri izliyoruz. Empati yaptığımızı sanarak… Şimdi rahatlayın. Çayı demleyin, birazdan Survivor başlıyor… Hadi Türkiye ekran başına… İçimdeki insanlığımı kusmak istiyorum artık…

Çocuk sahibi olsun olmasın, çoğu insanın yüreğine dokunan bir paylaşım olmuş. Her izlediğimde bu yazıyı hatırladığım bir reklam var şu sıralar yayında. Vodafone’un babalar gününe özel reklamı.

Baba-Kız sevgisi…
Vodafone’un 13 haziranda yayına giren yeni reklamında, bir baba bebeğini saz çalarak ve türkü söyleyerek uyutuyor. Bebek büyüyüp bir kız çocuğu olduğunda da aynı yöntemle uyumasına yardımcı oluyor.

Ve sonunda, kızımızın büyüdüğünü görüyoruz. Yatılı okul olduğunu tahmin ettiğim mekanda, bir ranzada görülen kız, gece olmasına rağmen uyuyamıyor.

İşte final…
Baba, kızına uyuması için, yine saz eşliğinde türkü söylüyor ve Vodafone sayesinde, telefonla rahatça dinletiyor. Kız da telefondan dinlediği babasının sesiyle uyuyabiliyor.

İşte böyle; bir kız çocuğu, ancak sevgiyle büyür, şiddetle değil. Vodafone’un bu reklamı, hem bu döneme hem de babalar gününe yaklaştığımız şu günlere özel, düşündüren, yüreklere dokunan bir reklam olmuş.

 

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Dijital Medya’da marka takibi nasıl kurgulanır? - 22.12.2023
>> Medyada Deepfake tartışması - 07.04.2021
>> Medyada yeni bir soluk: Oksijen - 21.01.2021
>> Veriler asla uyumaz! - 02.10.2020
>> NO ON Coca Cola’yı geçti - 28.08.2020
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Medyada gündem belirleme…
Tüm Yazarlar