06.05.2015 / 15:07

Esra EREN

Bir çıkar yol bulsak?

Hayata karşı ne kadar esnek olur ve net çizgiler koymadan olabilire yaklaşarak yaşasak, hayat bizler için daha yaşanabilir olmaz mı? Aklımız nedense hep kabul edemediğini red etmeye programlı...

Biz o programı bozsak. Kabul etmesek bile red etmesek. Biraz esnetsek fikrimizi… Belki zikrimize de yansır. Birileri mutlu olur, başka birileri cesaretlenir. Belki bazıları kendini bulur.

Aklımız gene nedense kendinden değilse benimsemez. Kendimizden olmayanı benimsemesek bile, ötelemesek, itelemesek…

Aklın nedense duygularla ruhla işi olmaz. Aklımızı duygularımızla arkadaş etsek, ruhumuzla konuştursak…

Bir çıkar yol bulsak? Kısır döngülerden çıkıp sürekli aynı şeyleri yaşamaktan mutsuz olmaktan kurtulmaz mıyız?
Bu hafta sizlerle hayata dair internette rastladığım aşağıdaki güzel yazıyı paylaşmak istedim. Bir şeye bağlı yaşarsak, düşüncelerimiz ruhumuz fikirlerimiz hep onun ekseninde döner durur ve aynı eksenden başka bir şeyi duyup göremeyiz koklayıp hissedemeyiz. Oysa ki o eksenden bir kurtulsak hayata bize sunulan tüm güzellikleri anlayıp tanıyıp tadıp hissetsek daha mutlu ve huzurlu bir hayatımız olmaz mı?

Görmek ve anlamak ”zorlayarak değil, serbest bırakarak” olur.

Hayat bize sürekli uyaranlar gönderir. Ve biz bu uyaranlar ile söyleşmek, anlaşmak, onlarda gizli olan mesaja kalbimizi açmak yerine, bir şeylerin niye istediğimiz gibi gitmediğine kızmak, yine aynı meselelerin önümüze gelmesine gıcık olmak, artık tahammülümüzün kalmadığını söyleyerek isyankar ve hırçın bir moda girmek gibi hallere bürünürüz…
Oysa hayat parmağını habire bir şeylerin üstüne bastırarak, bize önümüzdekileri ters çevirip altına bakmamız gerektiğini, bir şeylere yüklediğimiz anlam ve önemi bir daha elden geçirmemizin iyi olacağını, içimizde kapalı duran yasaklı kapıların arkasına bakıp da bizi geri çeken ayak bağını bulma zamanımızın gelip geçtiğini, hatırlatmaya çalışır…
Ama biz genelde korkarız...
Ezilmekten korkarız… Üzülmekten korkarız… Yitirmekten korkarız… Bozulmaktan korkarız… Arayıp da bulamamaktan korkarız… Deneyip de yapamamaktan korkarız… Sevmekten korkarız… Sevilmemekten korkarız…
...
İşte şimdi, ”neden böyle diyemediğimizi” görme zamanı!

Bunu anlayınca, sıkı sıkıya kapattığımız kapıların arkasına bakmaya, kutuları ters çevirip altını görmeye, bu güne kadar hiç aklımıza bile gelmemiş çözümlerin olabilirliğini düşünmeye, kendimizi hiç seçmediğimiz davranış modellerine yakın hissetmeye başlayacağız…

Ama şimdi bir durun ve sadece sırtınıza takılı duran çengeli bulun!
Onu orada tutmanın bir anlamı olmadığını kabul edene kadar, bir şey yapmaya, yeni planlara girişmeye, kendinize bir şeyler ispatlamaya filan kalkmayın.
Korkmayın; ANLADIKTAN SONRA YAPMAK NEFES ALMAK GİBİDİR...
Juno Yıldız Gözlemcisi

 
YORUMLAR

Yazarın Diğer Yazıları

>> Yeni baştan sevmeli - 31.07.2015
>> Kader mi? - 23.06.2015
>> Prenses Odette - 12.06.2015
>> Sarışın, seksi Brigitte Bardot… - 15.04.2015
>> Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar… - 09.03.2015
Medyaloji Yazarları
Halef R.  VAYIS Neslihan KABAOĞLU Meltem AŞCİ Hüseyin MOVİT
Bozukluk gören gözde…
Tüm Yazarlar